Endemik, endemizm

Derinden bilimsel ayrıntılara girmeden endemik sözcüğünü açıklamaya çalıştım. İnce detaylı bilgiler zaten her yerde var. Burada ben endemik kelimesinin kısa açıklamasıyla beraber kullanımıyla ilgili yaygın hatalara ve bilgi kirliliklerine de değindim.

Bir bitki veya bir hayvan türünün dünyanın çeşitli yerlerine kozmopolit dağılımı olmaması, dünyada  sadece belirli bir coğrafyaya aidiyeti olması durumuna endemizm denir. Endemik sözcüğü ise bir coğrafi yer adı ile birlikte kullanılır (….-e endemiktir gibi). Filan bitkinin ana vatanı sadece filan yer ise, o bitki oraya endemiktir. Mesela mor süs yoncası Brezilya’ya endemiktir. Antoryum (Anthurium andraeanum) Ekvador ve Kolombiya’ya endemiktir. Sığla ağacı Türkiye’nin güney-batı ucuna endemiktir.. gibi.

Endemik nedir, ne anlama gelir ve endemizmle ilgili birkaç konu hakkında bir yazıdır.

Endemizm hakkında yanlış değerlendirmeler

Bazı türlerin sadece Türkiye’de bulunduğuna, dolayısıyla Türkiye’ye endemik olduğuna dair bilgi kirlilikleri çok. Bunlardan biri kum zambağıdır. Oysa kum zambağı tüm Akdeniz ülkelerinin deniz kıyısı bölgelerinde vardır. Ve Atlas Okyanusu’nun Avrupa ve Afrika kıyılarında da çok yerde bulunurlar. Ayrıca dünyaya Türkiye’den yayılmış da değildir. Türkiye’nin endemikleri hakkında daha birçok yanlış bilgi var. Ters lale‘nin Türkiye’ye endemik olduğu söylenir. Halbuki gerçekte Ortadoğu’nun güneyinden tutun da neredeyse Orta Asya’ya kadar çok yer türün yaşam alanlarıdır.

Türkiye’ye endemik türler elbette çoktur ama hangisinin tür olarak gerçekten Türkiye’den başka hiçbir yerde olmadığı bilgisi her zaman kesin çıkmıyor. Türkiye’nin doğusundaki Türkiye’ye endemik denen türler hakkında ciddi bilimsel kaynaklara bakıldığında onların Ortadoğu ve Kafkaslar’da da olduklarına dair kesin ve net bilgi bulabiliyoruz. Türkiye’nin batısındaki endemik denen türler ise Avrupa’nın güney ve batısında da, hatta tüm Akdeniz ülkelerinde de bulunuyor. Hatta bazen İç Anadolu’ya endemik olduğu söylenen bir türün aslında Kuzey Avrupa’ya ve Orta Asya’ya kadar dağılım gösterdiği bir gerçektir. Hem de sonradan yayılmışlıklarıyla ilgili değil, devamlı ana vatan olarak.

Lale‘nin ana vatanının Türkiye olduğu bilgisi de kesin bir yanlış. Birkaç lale türü veya birkaç türün bazı varyeteleri sadece Türkiye’de bulunuyor olabilir. Bunlar tür olarak ya da varyete olarak bilimsel adlarıyla belirtilmelidir ve bu durumda bunlara Türkiye’ye endemiktir diyebiliriz. Genel anlamda kesin iddia yapmak yanlış. Osmanlı’nın meşhur saray lalelerinin kökenleri sadece Anadolu’ya değil Ortadoğu ve Kafkaslar’a da dayanır. Farklı coğrafyalara ait çeşitli lale türlerinden melezleme çalışmalarıyla sayıları binin üzerinde hibrit ve kültivar laleler türetmişler. Sonradan Hollandalılar Osmanlılardan lale soğanları ithal etmiş ve laleye daha fazla önem vermişler.

Endemik türlerimiz hakkında daha ciddi araştırmalarla daha ciddi belgelendirmeler yapmamız ve dosdoğru bilgiler vermemiz şart.

Tür, varyete ve ırk olarak endemik

“Filan bitki sadece ülkemize özel, sadece ülkemizde bulunur, ülkemize endemiktir” derken vereceğimiz bilgiyi titizlikle Bilim’e dayandırmamız lazım. Endemik kelimesi genellikle türlerle ilgilidir. Bir tür dünyada çok yerde bulunuyorsa ama filan varyetesi ya da filan formu sadece bir yerde bulunuyorsa, o bitkinin o yere endemik olduğundan bahsederken gerçek bilgi vermek lazım.

Daha kolay anlaşılması için hayvanlardan örnek vereyim. Köpek türü Türkiye’ye endemik değildir ama Kangal köpek ırkı Sivas yöresine endemiktir. Tavuk türü Türkiye’ye endemik değildir ama Denizli ırkı Denizli yöresine endemiktir. Bakın ne demek istediğim bu iki örnek sayesinde açıkça anlaşıldı. İşte bitkiler hakkında da, bir bitkiye endemik diyeceksek benzer şekilde bilgilendirme yapmamız lazım.

Endemik türler dünyanın başka yerlerinde yaşayamaz mı?

Bu konuda da çok yanlış bilgiler daha doğrusu bilgi kirliliği var. Geneli kapsayan kesin yargılar öne sürmek yanlıştır. Mesela en çok tanınan bahçe duvarı sarmaşığı Hedera helix Güney Afrika’ya endemik bir türdür. Ama insanlar bu türü dünyanın her yerine yaymış ve her yerde doğal bitki örtüsüne karışmıştır. Bunun gibi sayılamayacak kadar çok endemik türler var ki dünyanın çok yerindeki doğal bitki örtüsüne karışmışlardır.

İşin doğrusu şu: Hepsi değil ama bazı endemik türlerin hayatının devam etmesi ana vatanında bulunduğu yerin iklimine veya mikroklimasına, rakım vb coğrafi özelliklerine, toprağın niteliğine, poenleşmeye yardımcı böceklere, havanın nemlilik oranına ve toprak mikroorganizmalarına bağlıdır. Böyle hassas özellikleri olan endemik türler başka yerlerde yaşayamaz. Bazen de insanlara olan faydası başka yerlerde mümkün olmaz. Mesela yapraklarının aroması kuru havalı az oksijenli yüksek dağ iklimine bağlı ise diğer yerlerde yetiştirildiğinde yaprakları aynı aromaya sahip olmaz.

Endemik türlerin nesli tehlike altında mı?

Bu soruya genel anlamda “evet endemik türlerin nesilleri tehlike altındadır” diye cevap veremeyiz. Ama: Dünyada sadece belirli bir yerde yaşayan bir canlı türünün eğer o yerde yaşam alanları bozuluyorsa, ya da o canlı türü insanlar tarafından yok ediliyorsa, ya da iklim değişikliklerinden dolayı veya çevre kirliliğinden dolayı sayıları git gide azalıyorsa “evet o türün nesli tehlike altındadır” diyebiliriz. Çünkü o canlı türü dünyada sadece orada var.

Bu konuya en iyi örnek kangurulardır. Çünkü sadece Avustralya’da bulunurlar ve bunu neredeyse herkes bilir. Nesilleri tehlike altında olmak  şöyle dursun, insanlar yüzünden daha fazla çoğalıyorlar. Avustralya’ya batılılar yerleştikten sonra tarım ve hayvancılığı her yere yaydılar. Ve dolayısıyla su, sulama imkanlarının her yere yayılmasıyla kangurular daha iyi beslenmiş. Sonuçta tarım-hayvancılık alanlarının artmasıyla kanguruların yaşam-üreme alanları da artmış.

İstilacı türlerin endemik türlere zararı

Yeryüzünde canlı türleri kendi ana vatanlarında genellikle çok az zararlıdır. Veya zararsızdır. Fakat bazen ana vatanı olmayan memleketlerde istilacı olabiliyorlar. Başlıca sebep yeni yerde ana vatanında olan düşmanlarının olmaması. Böylece süratle çoğalıp dururlar. Sonuçta  o yöreye has olan türlere yaşam imkanı vermezler.

Bu tip zararlara gelişmiş ülkelerde ciddiyetle savaş açılmıştır. Avustralya’da yerli olmayan ve felaket istilacı olan bitki türlerinin yok edilmesi için ekipler kuruluyor. Hatta gümrüklerde ülkeye giriş yapan insanların üstleri, eşyaları didik didik aranıyor. Üzerlerinde bir bitki fidesi veya tohumu varsa ve yok edilmesi gereken türlerden oldukları tespit edilirse onları derhal imha ediyorlar.

ABD’de bitki meraklılarının derneklerinde ve internetteki forum sitelerinde üyeler birbirlerini yabancı istilacı türler hakkında bilinçlendirirler. “Filan filan yabancı türler bölgemizde çok arsızca gelişim gösterip bizim yerli ve endemik türlerimizin yaşam imkanlarını en aza indiriyorlar. Nerede görürseniz yok edin” gibi. Bazı üyeler daha da katı davranarak bahçelerde sadece ve sadece yerli türlerin kullanılmasını, başka memleketlere ait olan türlerin kesinlikle kullanılmamasını tavsiye ederler.

Yazar: Erdal Yüksel

Kategori: Botani

Etiketler:


Sorunuzu / Yorumunuzu Aşağıya Yazabilirsiniz.

Lütfen sorunuzu konu ile ilgili sayfaya yazmaya gayret edin.

Sorunuzu/Yorumunuzu yazın:

Sorunuz cevabımla birlikte 1 saat veya en geç 24 saat içinde burada görünür olacaktır. Lütfen ara sıra kontrol edin. Hiç görünmüyorsa akıllı telefonunuzda önbellek temizliği yapmalısınız.