Periyodisite bir ağacın iyi bir meyve verimi göstermesinden sonraki yılda kötü verimli olmasıdır. Bazı ağaçlarda ise mutlaka tekrarlanır durur. Bir yıl iyi verim, bir yıl kötü veya hiç olmayan verim şeklinde sürekli devam eder. Bu onların doğal özelliğidir ama yine de iyileştirme mümkündür. Aşağıdaki açıklamalar genel hatlarıyla her türlü yetiştiricilik yapanları ilgilendirir.
Ağaçlarda periyodisite sebepleri
Araştırırsanız bilgi kaynaklarında “filan filan tür ağaçlarda mutlaka periodisite görülür. Fakat aynı türlerin bazı çeşitlerinde olmaz” gibi bilgilere rastlarsınız. Aynı türün bir iki çeşidinde periodisite görülmemesinin sebepleri o çeşitlerdeki yaprak dayanıklılığı, dolaşım sisteminin üstün kalitede oluşu, köklerinin toprak uyumunun mükemmel olması ve ağacın güç kayıplarını telafi etmede çok hızlı davranmasıdır diyebiliriz.
Periyodisiteye yol açan ana faktör
Bu mesele ile ilgili olarak ⇒ meyve ağaçlarının soğuklama ihtiyacı ve vernalizasyon sayfamı okumanızı tavsiye ederim. Mesele şudur: Ağacınız bu yıl bolca meyve vermişse tüm bahar ve yaz boyunca onları beslemekle meşgul olup bünyesinde kışa hazırlık için yeterince besin, enerji ve element depolayamamıştır. Bunun ardından kış geldiğinde ağaç dallarında kışın gerçekleşmesi gereken vernalizasyon çalışmaları sekteye uğrar. Sonuçta baharda çiçeklenme olsa bile meyve verimi kötü olacaktır. Ayrıca bir ağaç bolca meyve verdikten sonra kışa iyi hazırlanamaz. Ve eğer o kış fazla sert geçerse ince dallarından pek çoğu donar ve kurur.
Diğer yan faktörler
- Toprağın ağacı besleyecek elementlerce fakir düşmüş olması ya da kimyasal dengesinin bozulması.
- Köklerde ve yapraklarda çeşitli nedenlerle oluşan hasarlar (bit vb parazitler, mantarlar, hayvanların verdiği zararlar).
- Yanlış zamanda yanlış budamalar.
- Su sıkıntısı..
İşte bu yan faktörlerden sadece biri bile olursa hiç periyodisite göstermeyen ağaçlarda dahi meyve veriminde düşüş kaçınılmazdır.
Periyodisite olmaması için çözüm yolları
Aşağıda sıraladığım konuları okuyup gereğini yaparsanız sonuç mükemmel olur. Hatta periyodisite sorunu olmayan türlere bile uygulayın. Yani kat kat daha üstün meyve kalitesi için düşünün derim. Sonuncu (7.) konu aslında tedbirlerle ilgili değil ama bu konu çerçevesinde ele aldım.
- Yaprak sağlığı.
- Kök sağlığı.
- Meyve seyrekleştirme.
- Erkenden kısmi hasat.
- Geciktirmeden tam zamanında hasat.
- Gençleştirme budamaları.
- Bodur çeşitten ağaç kullanımı.
1. Yaprakların yeterli sayıda olması ve sağlığı önemli
Buna en büyük çabayı sarf edin. Mantar hastalıkları ve yaprak biti gibi hastalıklar olmamalı. Yapraklar doğal ömürleri çerçevesinde en sağlıklı hallerinde olmalılar. Kışın yaprak döken ağaçlarda eylül ortasına kadar yaprakların parazitlerden ve mantarlardan tam korunması lazım.
Sadece gelecek yıl için değil, meyveler gelişirken de yaprakların varlığı ciddi önem taşır. Mesela elmalarda meyve başına en az 40 sağlıklı yaprak gereklidir ki bünye o meyveleri gerektiği gibi beslesin, büyütsün. Ağaçların yapraklar yoluyla besin ürettiklerini unutmayalım.
Yaprakların her biri (tam sağlıklı oldukları sürece) besin ve enerji üretiminde sürekli çalışacaktır. Tüm dallar ile büyük gövde ve kökler arasındaki dolaşımın hiç sekteye uğramadan düzgün çalışır olması hem yaprak hem dal sağlığı ile ilişkilidir. Bunun için dalların da sağlıklı olması lazım. Ta ki yapraklardan köklere besin gönderimi, sonra köklerden meyvelere besin ve su gönderimi mükemmelen gerçekleşebilsin. İşte bu bağlamda dallardaki bitleri de temizlemenizin zorunluluğu ortaya çıkıyor. Bazı meyve ağaçlarının gölgede kalan dallarında yığın yığın bit birikimleri olabiliyor. Bu bitler ağacı fena halde sömürürler. Bitlerden sürekli sıvı akar. O sindirilmiş sıvı ağacın gelecek yıl kullanması gereken gücü ve kuvvetidir. Boş yere akıp gitmektedir. Ayrıca akıp giden sıvı ağaç kabuğunda önce bakterileşmeye, sonra mantar hastalıklarına sebep olacaktır. Yani bitli dalı önce bitlerden arındırın ve sonra şekerli sıvı kalıntılarını iyice temizleyin. Ondan sonra bitlere karşı ilaçlayın.
2. Köklerin sağlığı, toprağın kimyasal dengesi
Kök sağlığı ve doğru gübreleme sadece periodisite ile mücadele açısından değil her tür bitkide her açıdan önem taşır. Kök sağlığını ve toprağın kimyasal dengesini bozabilecek gübrelerden kullanmamalısınız. Ağaç diplerine yeni toprak takviyesi gerekiyorsa yeni toprağın köklere hastalık ya da toprak parazitleri bulaştırma gibi problemlere sahip olmaması şarttır. Yeni toprağın ağacın isteği doğrultusunda kimyasal dengesinin doğru olması önemlidir. Bunlardan en başta gelenleri pH derecesi ve tuzluluk oranıdır.
Gübreleme hem önemlidir hem tehlikelidir. Zira yanlış gübreleme hiç gübre vermemekten bin kat daha fazla zararlı olur. Hangi ağaca hangi gübre ne oranda gerekiyorsa bunu bir iki kişiden değil çok kişiden ya da en iyisi güvenilir bilgi kaynaklarından araştırmalısınız. Mesela bölgenizin ziraat ofislerine danışın. Toprağınızın kimyasal durumuna göre de düşünmelisiniz. Bu bağlamda toprak anaizi çok büyük önem taşır.
Diğer bir sorun: Yıllarca hep bol bol çiftlik gübresi kullanılmış bir toprakta tuzluluk fazlaca artmış olur ve sonunda gübrelerin ağaçlara fayda vermediği görülür. Ağaçlarda bazı dallarda kurumalar ve yapraklarda kısa ömürlülükler gözlemlenir. Çünkü ağaç bünyesine geçen fazla tuzu böylelikle atabiliyor. Bu sorunu bertaraf etmek için en az üç yıl boyunca toprağı salt bitkisel çürüntülerden ibaret organik gübre ile beslemek gerekir. Tuzluluk sorunu çözülemeyebilir de. Çünkü bazı yerler kendinden tuz kaynağıdır. Buralarda tek çözüm tuzlu topraklara uyumlu olabilen türleri tercih etmektir. Öte yandan Doğu Karadeniz bölgesi gibi çok fazla yağışlı yerlerde çiftlik gübrelerinin toprağa kalıcı tuzluluk etkisi vermesi pek mümkün değildir. Buralarda topraklar yağmurlarla sürekli yıkanır ve yüksek alkalinlilik ve tuzluluk sorunları yaşanmaz. Bölgenize göre düşünmelisiniz.
3. Meyve seyrekleştirme gereklidir
Meyveler henüz çok küçükken seyrekleştirme yapmak periodisiteye karşı çözüm yollarından en başta gelenidir. Meyveleri seyrekleştirmeye kıyamayabilirsiniz ama bunu yapmadığınız takdirde sonraki yıl zarara uğrayacağınızı düşünürseniz seyrekleştirme gayet mantıklıdır. Hatta meyveleri azaltmazsanız fazla sıkışıklık fazla sorun getirir. Meyvelerin iyi gelişememesi, birbirlerine değenlerde hastalıklar oluşumu, bazı meyvelerin dökülmesi gibi. Bu arada şunu da belirteyim: Meyve seyrekleştirme işi geniş arazilerde yüzlerce ağaçlarda özel ilaçlamalarla ve o ilaçları püskürtecek aletlerle, küçük bahçelerde ise el ile tek tek yapılır.
Meyvelerinin hasatı yaz sonunda ya da sonbahar-kış döneminde yapılan türden ağaçlarda meyve seyrekleştirme mutlaka uygulanmalıdır. İlkbaharda ve en geç yaz başında meyveleri hasat edilen türlerde zaten periyodisite sorunu olmaz. Ama bunlardan şeftaliler ve nektarlar seyrekleştirme ister (meyve sağlığı ve kalitesi açısından).
Bildiğiniz gibi dallar önce çiçeklenir ve sonra o çiçeklerden bir kısmı meyve oluşturur. Gelecek yıl yine aynı şey tekrarlanacak. Fakat periyodisite eğilimli ağaçlarda bir dalda bu yıl ne kadar çok meyve olmuşsa gelecek yıl o denli az olacaktır. Ya da hiç meyve olmaz. Bundan dolayı her dalda ağacın geneline göre eşit mesafelerde seyrekleştirmelerle daha az meyve bırakın. Bir kısmını henüz çok küçükken yok edin. Böylece bu yıl meyvesiz kalan kısımlarda gelecek yıl periodisite problemi olmayacaktır.
Hangi meyveler ne zaman giderilmeli?
Meyveler henüz çok küçükken dikkatlice inceleyin. Büyük ana dallara bağlı ince dallardaki meyvelerin dağılımı her bir büyük ana dalda eşit dağılımlı olarak azaltılmalı. Fazlalık meyveleri temiz ve keskin bir makas ile keserek yok edin. Önceliği sakat ve sağlıksız görünümlü meyvelere verin. En sağlıklı olanlar kaldıktan sonra bunlarda da azaltmaya gitmek gerekebilir.
Meyve seyrekleştirmede meyve büyüklüğüne göre sayı değişir. Zeytin dallarında 15cm parçada meyve sayısı 5’e indirilmeli gibi düşünürsek daha büyük meyvelerde buna göre daha fazla azaltma yapılmalı. Portakalda 30cm bir dalda tek meyve bırakmak iyi olur (periodisite olmayan portakal çeşitlerinde sadece kalite açısından seyrekleştirmeye gidilmeli ve bu durumda daha esnek davranılmalı). Bir noktada fazla sayıda meyve oluşturan ağaçlarda ise beşli veya yedili-sekizli meyve öbeğinde sayı ortalama büyüklükte meyve veren bir elmada 2, daha küçüklerde 3, daha büyüklerde tek olarak sınırlandırılmalı. Veya mesafeye göre düşünürsek elmada 15cm veya 20cm ara ile meyve kalmalı (meyve iriliklerine göre yani elma çeşitlerine göre düşünmelisiniz). Armutlarda küçük meyve verenlerde 10cm ara, büyüklüğe göre daha fazla mesafe belirleyin. Fazla sayıda meyve olması gelecek yılki potansiyele zarar verecektir.
Meyve seyrekleştirme sadece periodisite için değildir. Meyve kalitesi için, ağaç sağlığı için, daha az parazit için ve dalların ağırlıktan kırılıp zarar görmemesi için gereklidir. Dikkate almanız iyi olur.
4. Zamanı gelmeden kısmi hasat
Mesela çocuklar bazı meyveleri hamken yemeyi seviyor. Ham meyvelerinden turşu gibi amaçlarla kullanılan türler var. Bu gibi durumlarda ham meyvelerden bir kısmının toplanmasıyla geri kalan meyvelerin olgunlaşma süreci daha verimli devam eder ve hem de gelecek yılki verim düşüklülüğünün ya da periyodisite riskinin önüne geçilebilir.
5. Hasat zamanını geciktirme iyi değildir
Hasatı ya tam zamanında ya da zamanı tam gelmeden önce yapmalısınız. Örneğin kırmızı elmalarda kırmızılık yeterli olduğunda tamamıyla kızarmalarını beklenmeden hasat edin. Bunun gelecek yılki verime iyi bir katkısı olur. Yoksa meyveler tam olgunlaştıklarında ağacın bünyesinden daha farklı maddeleri çekmeye başlarlar. Ki bu da periyodisite olmasını kesinleştirecektir. Hasadı geciktirmenin periyodosite yaşamayan ağaçlara bile olumsuz etkisi vardır. Yani meyve vermiş olan dallarda sonraki yıl meyve sayısının azalması riski var. Ya da o dallarda meyve kalitesi düşük olur.
6. Verimi arttırma budamaları
Bir ağaçta yapraklardan, ince dallardan ta en son kök uçlarına kadarki dolaşım sisteminin mükemmelliği sağlıklı dallar ile mümkündür. Böylece ağaç kendi bünyesi içerisinde güç azalmalarını telafide daha başarılı olur. Şimdi diyelim ki bu yıl baharda meyvelerde seyrekleştirme yaptınız. Bu sayede ağaç normalde olması gerektiğinden daha rahat bir şekilde yeni dallar geliştirebilir ve bolca yeni yapraklar verir. Yeni dallar gelecek yıl için meyve potansiyeli olarak düşünülmeli. Yapraklar ise gelecek yıl için gereken besini ve enerjiyi üretip duracaklardır. Fakat her yeni filizin uzamasına izin vermeyin. Birçoğunu ilk gördüğünüzde köreltin (fazla bitişik olanlar seyrekleştirilir, olmaması gereken yerlerden çıkanlar anında köreltilir). Gövdede ya da ana kalın dallardan birinde güçlü filizler çıkıyorsa ve yerini almasını düşündüğünüz yaşlı dallar var ise, o zaman gerektiği kadarına izin verin. Sonbahara kadar yerini almasını düşündüğünüz dal kadar olabilir veya onu geçebilir.
Sonraki baharda çiçeklendiğinde tüm çiçekleri yok edin ki bu yeni genç kısım mükemmelen yapılanmaya devam edebilsin. Sonbahar geldiğinde bu yeni ana dala eşdeğer yaşlı bir ana dalı düzgünce kesip yok edip. Bu gibi çalışmalarla ağaçlarınızı gençleştirmeniz hem periodisite ile mücadeleyi kolaylaştırmak için hem daha kaliteli meyveler elde etmek için faydalıdır. Eski bir büyük dalın yerine geliştirdiğiniz yeni bir büyük dal bazı ağaçlarda üçüncü yıl (yani o dal 2 yaşına geldiğinde) iyi verimli olur. Dolayısıyla keseceğiniz eski dalı da ona göre bir yıl gecikmeli olarak kesmek gerekir. Böylece ağaçta ürün alma açısından herhangi bir dengesizliğe meydan vermemiş olursunuz.
Diğer bir budama tavsiyesi (elbette periyodisiteye yatkın türler için)
Meyve vermiş kısa yan dallardan bir kısmı hiçbir yeni gelişim göstermemişse (hiç uzamamış ya da yeni yan dallar geliştirmemişse) bunların gelecek baharda meyve vermeyeceği kesin gibidir. İşte bunları sonbaharda budamak diğer meyve verme potansiyeli olan dalların gelecek yıl güneşten ve hava akımlarından daha iyi yararlanmaları açısından iyi bir iş olacaktır. Ama yine de dal sayısını fazla azaltmamaya dikkat edin.
Her ağaçta budama usulleri ve zamanı genel hatları itibarıyle pek farklı olmasa bile ağaçtan ağaca değişen ayrıntıları bilmek gerekir. Hatta elma çeşitleri arasında bile budama farklılıkları olabiliyor. Ağaçlarınızın türlerine göre araştırma yaparak en faydalı budama bilgilerini edinmelisiniz. Bölgenizin kış don olaylarına göre de ağaçlarınızı iyi tanımalısınız. Bazı türler don olaylarına yakın zamanda budanmaz çünkü kesik yerlerden soğuk almaları ciddi zarar verebilir. Hem ağaçlarınızın özelliklerini hem yaşadığınız yerin iklim özelliklerini iyi tanıyın.
7. Bodur anaç ağaçlar periyodisiteye çözüm olabilir mi?
Başka bir tavsiye ise periyodisite özelliği gösterebilen meyve ve yemiş ağaçlarının bodur ağaçlar üzerine aşılanmasıdır. Fakat bu basit bir iş değil. Yetiştirmek istediğiniz meyve ağaçlarını aşılayacağınız uygun bodur anaçlar bulsanız bile onların kökleri sizin toprağınızla uyumlu olabilecek midir? O ağaçların gübre isteği nedir ve o gübreyi kolayca temin edebilmeniz mümkün müdür? İklim uyumluluğu da yerinde olmalıdır. Bunlardan emin olmadan zor işlere ve masraflara girmemelisiniz. Her şey uygun ve yerinde ise o zaman bodur ağaçlarla aynı meyve ve yemişleri daha rahat üretebilirsiniz ve daha iyi verim alırsınız. Bodur ağaçlarla meyve-yemiş üretimine geçerseniz her türlü kontrol ve bakım işlerinizi, hatta ürün hasatını daha kolay halledersiniz. Avantajı çoktur.
***
Periyodisite hakkında verdiğim bilgilere eklemek istediklerinizi, itirazlarınızı ve sorularınızı aşağıya yazabilirsiniz.