Bu konuda birçok tavsiye var ama hiç biri içime sinmedi. Anlayacağınız benim bu gibi durumlarda çiçeklerinize şunu yapın bunu yapın gibi çok kesin ve sabit önerilerim olmayacak.
Tatil meseleleriyle ilgili yıllardır bana gelen şikâyetlerden birkaçı şöyle:
– Komşuma anahtarı verdim. Fazladan sulamış, bitkim çürüdü.
– Eşime çiçekleri sula diye tembih ettim. Sulamayı unutmuş bitkilerim öldü.
– Orkidemi komşumun evine bıraktım. Tatilden döndüğümde mahvolmuştu.
– Gitmeden önce saksıları su dolu leğene koydum. Hepsi çürümüş ölmüş.
Mesele şu ki çeşit çeşit tavsiyelerden herhangi biri bazı bitkilere zarar vermezken bazı bitkileri öldürüyor. İyisi mi hiçbir şey yapmayın. Oluruna bırakın. Yine de aşağıda bir iki tavsiyede bulundum.
Kapalı evde yalnız kalacak bitkiler için tavsiyeler
Yazın, kışın veya diğer mevsimlerde bir süreliğine tatil, iş gezisi, cenazeye katılma, hastanede tedavi görme vesileleriyle evden uzak kalacaksanız. Ev bitkileri için almak gereken tedbirler sıcaklık durumlarına göre değişir.
Oda sıcaklığı 23C dereceyi aşmıyorsa
Yani genelde serin ortam söz konusu. Bu durumda hiçbir şey yapmaya gerek yok. En hassas bitkiler bile 25-30 gün hiç zarar görmezler. Evi terk etmeden bir gün evvel toprağı kurumuş bitkilerinizi sulayın. Ama toprağı fazla nemli olanları sulamayın.
Fazla sıcak olan evlerde..
Zaman yaz mevsiminin sıcak günleridir. Veya kış olduğu halde apartmanın merkezi ısıtma sistemi ile evinizin odaları sıcak oluyordur. Eğer ev içi çok fazla sıcak oluyorsa bazı tedbirler lazım. Genel olarak toprağın ıslaklığından daha çok havanın nemliliği koruyucu etkendir. Ve eğer bitkilerin olduğu odaya güneş geliyorsa perde ile değil ama beyaz bezden güneşlik ile pencereleri örtmelisiniz.
Bazı tedbirler
Havayı nemlendirmek amacıyla bitkilerin çevrelerine çok küçük olmayan kaplarla su koyun. Birkaç ayrı kap olsun.
Tüm bitkileri birbirlerine çok yakın halde yaklaştırın ve su kaplarını hem aralara hem çevrelerine yerleştirin.
Çıkacağınız gün değil, bir gün önce bitkilerinizi güzelce sulayın. Ve evi terk edene kadar sık sık pencereleri açıp bitkileri havalandırın.
Sonuç
Hepsi bu kadar. Başka bir şeyler yapmaya gerek yok. Ama bu tedbirlerin garantisi de yok. Size tavsiyem: ne olursa olsun dert etmeyin. Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir diye düşünün. Rahat olun. Hatıraydı şuydu buydu bunlarla psikolojik özgürlüğünüze ket vurmayın. Hiç iyi değil.
Kalan sağlar bizimdir demişsiniz, benim de bakış açım böyle. Ama şunu fark ettim, izmir’de Haziran ayında aldığım küçükten yetiştireceğim salon bitkileri/balkon bitkileri asla yazı çıkartamadılar (dua çiçeği- begonya- parlak mustafa gibi olanlar). Bitki küçük ve güçsüz olduğu için yazın sıcağa ve özellikle 1 haftalık tatil sürecinde susuz kalmaya katlanamıyor. Acemilikte bunu çok yaptım. Artık yeni bitki alacaksam Eylül’de alıyorum, bir sonraki yaza kadar epey güçlenmiş oluyor, yazı atlatabiliyor. Ek olarak bu sene İzmir’de rekor sıcaklık bekleniyor. Balkon ve salon bitkilerim için endişeliyim ama umarım orman yangını çıkmaz ya da çıkarsa aktif bir şekilde söndürülebilir. Bu nedenle çok da takmıyorum artık. İklim değişikliği nedeniyle üzüleceğimiz çok daha büyük problemlerimiz olacak gelecekte gibi geliyor bana.
Selamlar Ayşen Özgen/Buca- İzmir. (Severek takip ediyorum her yazınızı, tekrar elinize sağlık)
***
Önce ilginize takdirinize teşekkür ederim. İzmir gibi sıcak şehirlerde durum çok başka olur. Bir de ev konumu ve cephesi ile güneşten fazla ısınıyorsa çok daha kötü. Rekor sıcaklara gelince, geçen yaz gördük ama galiba artık her yıl daha kötüsünü göreceğiz. Ben Didim’deyim. Geçtiğimiz yaz yakın yerlerdeki büyük yangınlar yüzünden bu ilkbaharda ilk defa hiç arı görmedim. Bugünlerde tek tük görünmeye başladılar. Bir felaket birçok felaketleri zincirleme tetikliyor.
Nemlilik tek basina yeterli olur demissiniz…1 ay yeterli olur mu? Ayrica konumlarini degistirmeyip perdeler kapali 1 ay kalir mi?
Ben damlama yapacaktim cok az, sanirim bunu ndn istemediginize de buldum…biz saksidan cikacak kdr sulama yapiyoruz, az sulama topragi zehirliyor demistiniz…bir ay icin hemen etki eder mi ki?
Cok emek verdim ciceklerime cok seviyorum kurusunlar istemiyorum. Surekli soruyorum ama kusuruma bakmayin ltf…dusuncelerinizi de yqzmissiniz ama ben bunu cikarttim.
***
Bir ayda zarar olur mu bilmem (gerçi pek sanmıyorum). Uygun gördüğünüz tedbirlere baş vurabilirsiniz. Yazı içinde dediğim gibi hiç kendinizi üzmeyin, ölen ölür kalan kalır deyin rahat olun. Sakın kendinizi kaptırmayın. Yoksa bu işler zamanla obsesif kompulsif bozukluk haline geliyor. Yani daha doğrusu o tür takıntıların “istifçilik” türevi gibi bir şey. O bitkiden de olsun, şundan da olsun, sardunyanın filan rengi bende niçin yok? o renginden de edinmeliyim.. filan sukulentten de bulmalıyım.. çoğalanları yeni saksılara ekeyim, kırılanları atmayıp köklendireyim.. bu bitki yavrulamış her birine saksı ayarlamalıyım.. Cidden delilik hali bunlar. Yıllardır yüzlerce örneklerini gördüm. İşin garibi ben de onlardanım. Son iki yıldır kendimi kurtarmakla uğraşıyorum. Nihayet bu ilkbahardan itibaren biraz daha fazla düzelme oldu çok şükür. 20 saksı paşakılıcını 4 saksıya düşürdüm. :) Şaka değil. 50 aloe vera’dan şimdi 5 tane kadar kaldı. Bahçeden yığın yığın aşk merdivenlerini yok ettim. Muz bitkisini saatlerce uğraştım toprakta hiçbir parçası kalmadı. Yer açıldı ortalık ferahladı. Diğerlerini saymayayım. Kısaca bir hayli azaltmalar yaptım. Sokakta çöp konteynırının kenarına koyuyorum görenler alsın diye. Geçenlerde devasa boyutlarda aloe veraları söküp oraya koydum. İki saat sonra baktım almışlar. İnşallah tamamıyla kurtulurum. Evin ve bahçenin dekorasyonuna katkı sağlayacak kadar, az sayıda, az ama öz, ortama uygun birkaç bitki yeterli.
Sizin komsunuz olmak varmis😂..
Haklisiniz aslinda,biraz sakinlesmem.lazim…is icabi hep sehirde yaşadığımızdan en azindan evler yesillensin diye ugrasiyoruz aslinda bizde…ama dediginiz gibi gerekeni yapip cikicam evden…gerisi nasip artik…size de sonucu yazarim…
Bu arada pilea hediye geldi,topragini da dediginiz sekilde degistirdim…umarim toparlar..onu da kendi sayfasina yazarim…sagolasiniz🤗
***
Evet henüz geç kalmamışken sakın kendinizi kaptırmayın. Az olsun temiz olsun. Saksı sayısını azaltmak için güneş ve toprak istekleri aynı olan türleri aynı saksıda tutun. Elinizdekilere en iyi bakımı yapın. Her bitkiye heveslenmeyin. Yoksa sonuçta psikolojiniz bozulur. Sonra da benim bir şeyim yok diye iddia edersiniz. Her takıntılı çiçek sever böyle konuşur (ben de öyleydim). Kendimize dışarıdan, başkalarının gözleriyle bakabilmeliyiz. Sırtımıza yükler yüklememeliyiz.