Altın

Değerli metal altın hakkında tarihsel önemi, parasal değeri, yatırım aracı olması, madenlerindeki rezervler ve sentetik yoldan altın üretimi..

Külçe altın görünümü

Altın birkaç bin yıldır insanların vazgeçemediği, çok sevdiği, çok değer verdiği bir metaldir. Bu yüzden dünyada altın madenleri her zaman önem taşır. Çünkü insan nüfusu arttıkça daha fazla sayıda insan altın edinmek istiyor. Fakat binlerce yıldır insanların madenlerden çıkardığı miktar bir hayli az. Zaten bu metalin değerini arttıran faktörlerden biri de doğada nadir bulunmasıdır.

Bilimsel açıklama

Kimya biliminde Altın ağır bir metaldir. Fakat “ağır metaller” terimindeki anlamda değil, gerçek anlamda ağırdır. Kimyada formülü Au olup atom numarası 79’dur. Elektrik iletme kabiliyeti çok iyidir. Süs eşyası olarak değeri ise paslanmayışından, güzel görünümünü yitirmemesinden ve sağlamlığından ileri gelir. Hem kolayca eğilmez, bükülmez, hem de şekillendirme çalışmalarında çatlamayan, kırılmayan özelliklerinden ötürü işlenmesi kolaydır. Ayrıca saç telinden bile birkaç kat daha ince tel haline getirilebilir. Bu halde bile sağlamlığı ve esnekliği şaşırtıcıdır.

Tarih boyunca değeri

İnsanların çoğalma hızıyla insanların altın bulma/çıkarma hızı aynı değil. Böylece tarihin her döneminde değeri çok yüksek olmuştur. Yani günümüzde belki daha fazla değerli olması gerekirdi ama bir şekilde değeri fazla yükselmiyor. Bunun sebeplerinden biri de insanlar öldükçe altınların yok olmamasıdır. Aynı altınlar nesilden nesile, elden ele devam edebildiği gibi, dünyanın birçok yerinde altın madenleri sayesinde insanlar için yenileri elde ediliyor. Eski altınların eritilerek geri dönüştürülmesi ve doğadan yeni altınların çıkarılması sayesinde dünyada altın kıtlığı çekilmiyor. En azından şimdiye kadar böyle devam etmiştir.

İnsanın altının değerini ilk fark etmesi ve sevmesi

Bildiğimiz şekillerde altının kullanımı 6-7 bin yıl geriye dayanıyor deseler de daha farklı olarak 40 bin yıl geriye, insanların tarıma, yerleşik düzene geçmelerinden bile binlerce yıl eski çağlara dayanmaktadır. Ve insanların Asya’dan Amerika kıtalarına geçmelerinden de eskilere dayanır. Ki bu yüzden Amerikan yerlileri de altın metalini işliyor, değerli eşyalara, objelere çeviriyorlardı. O altınlar Amerika’nın keşfinden sonra İspanyollar tarafından talan edilmiş, gemilerle İspanya’ya taşınmış. İspanyollar yerli halka kasıtlı ve sistematik olarak soykırım uygulamışlardır.

Kayıp altınlar

15 bin yıl – 12 bin yıl öncesi ara döneminde buzul çağının sona ermesiyle birlikte günümüze kadar deniz seviyesi 80 metre kadar yükselmiş bulunuyor. Bu demek oluyor ki şu anda denizlerin altında kalmış eski insan yaşam yerleri (köyler, kentler) var. Yani çok doğru bir hesap olmaz ama, düşünürsek, 12 bin yılda deniz seviyesinde yükseliş 80 metre ise, 6 bin yılda 40 metre, 3 bin yılda 20 metre.. Bu mantık çok doğru değil çünkü muhtemelen ilk 3-4 bin yılda yükselme hızlı olmuş, sonra yavaşlayarak devam etmiştir. Belki de tam tersi. Fakat 5 metrelik derinlik bile çok şey değiştirir. Ve şimdiye kadar deniz altında kalmış olan eski yerleşim yerlerinde mutlaka altınlar da vardır. Mezarlarda veya çeşitli mabed ve benzeri yerlerde. Ama denizler yükselince o topraklar, o yerleşim yerleri su altında kalmış. Su altı arkeolojik çalışmaları şimdilik çok yüksek maliyetli ve buna yanaşabilen üniversiteler, kurumlar yok.

Batan gemileri de hesaba katmak gerekir. Kuran’da bahsedilen Karun’un hazineleri meşhurdur. Yer altına gömülmüş. Bu altınların bulunması mümkündür. Ama nerede? Muhtemelen Filistin (İsrail), Lübnan, Ürdün  ve Sina yarımadası civarlarında bir yerdedir. Bu arada, Türkiye’de Uşak il sınırları içinde bulunan Lidya Hazinesi‘ne de Karun hazinesi denir (karıştırmayın).

Altının değeri ileride düşer mi?

İnsanların bu metale verdikleri önem hiç eksilmeyecek. Bu ayrı mesele. Daha önemlisi, altının maddi değeri asla düşmez, bazı olaylara göre inişlerle çıkışlarla devam eder. Çünkü altın daima nadir bulunur olarak kalacaktır. Fakat, altının doğada nadir bulunması ve keşfedilen altın içeren yerlerin azlığı, ve buralardaki altınların elbette sınırlı miktarda olması gösterir ki zamanla bu kaynak arazilerdeki rezervler tükenecek.

Gelecekte doğal rezervler tükenebilir

Eğer bu gerçekleşirse altın tarihte hiç görmediği değeri görecektir. Tabii ki bu arada bazı metallerde birtakım proton sayısı ayarlamalarıyla o metalleri gerçek altın yapmayı başaramazlarsa.. Şimdi son yıllarda yapay yollarla gerçek elmas imal etmeyi başaran insanlar belki gün gelir bakırı veya herhangi bir metali altına dönüştürürler. Ancak o durumda altının değeri düşer.

Sentetik yollarla altın üretimi mümkün olur mu?

Şu an için Bilim “mümkün değil” diyor. Elmas elde edildi. Çünkü elmas zaten bildiğimiz karbonun ta kendisi. Mesela bir mum yakın. Aleve hafifçe değecek kadar yakından bir porselen tabak veya yanmayan herhangi bir şey tutarsanız o cisimde simsiyah is birikir. İşte bu is karbondur. Yaktığımız kömür de öyle. Elmas ile tamamıyla aynı şey. Aradaki fark, atomların diziliş şekilleri. İnsanlar karbondan elmas üretebiliyor. Bu iş biraz “bir demir parçasına mıknatıs özelliği kazandırmak” gibidir. Ama altın her durumda altındır. Ancak başka bir metalin altına dönüştürülmesi düşünülebilir. Ki bu iş için Bilim o kadar ilerlemedi.

Bir metal nasıl altın metaline dönüşür?

Metalleri birbirinden ayıran şey atomlarının çekirdeklerindeki proton sayılarıdır. Altın 79 protonlu. Demirde 26 proton, kurşunda ise 82 proton var. Tırnak kadar bir parça demirdeki veya kurşundaki trilyonlarca sayıdaki atomların her birinde proton sayısı 79 olacak şekilde değiştirmek mümkün olur mu? Hayır, mümkün değil. En azından şu andaki bilim ve teknoloji kesinlikle hayır diyor. Gerçi yapay elementler elde edilmiştir. Yoktan var etmeyle değil. Bazı metalleri kullandılar. Atomlardaki proton sayısını değiştirerek yeni elementler elde edilmiştir.

Karun’un ilmi

Kuran ayetlerinden çıkarabileceğimiz sonuca göre, büyük hazinelere sahip Karun altın madenleri ile uğraşmıyor, “sadece kendisinin bildiği Allah vergisi bir yöntem” ile altın üretiyordu.

Uzaydaki göktaşlarından, Ay’dan veya diğer gezegenlerden altın temini

Şimdilik, hatta önümüzdeki 100 yıl için hiçbir şekilde hayal bile edilemez. Oralarda altın metali tespit çalışmaları, metalin çıkarılması, dünyaya taşınması.. Çok gelişmiş teknoloji çeşitliliği lazım. Ama, her şeyden önce, masrafları fazlasıyla karşılayacak ve çok iyi kâr sağlayacak altın miktarından emin olmaları gerekecek. Ve bu fikir bile pek ümit verici değil. Zira oralardan altın çıkarıp dünyaya getirmenin parasal masrafı, cevher miktarının birkaç misli fazla olur. Dolayısıyla kâr etmek şöyle dursun, çok büyük zarar ederler.

Deniz altı arazilerden altın madeni işletmeleri

Şu andaki teknoloji ile imkansız. Ama gelecekte belki olabilir. Bu biraz da “ihtiyaç” meselesi. Ayrıca Antarktika’da da altın madenleri bulunabileceği söz konusu. Fakat yine aynı şekilde, masrafı kârından çok daha yüksek olur.

Son söz

Ne olursa olsun, altının değeri asla düşmeyecektir. Dünyada altın rezervleri tükenecek olursa o takdirde değeri şimdi düşünemeyeceğimiz kadar fazla yükselir. Ki bu ihtimal çok yüksek. Öyle ki çok değil sadece birkaç yıl sonra “dünya altın rezervleri tükenmenin eşiğinde” haberleri çıkabilir. Bütün bunlar gösterir ki çocuklarımız ve torunlarımız için şimdi olduğundan kat kat daha değerli bir yatırım aracı olacaktır. Tabii ki “şimdiden” ana babaları, hatta daha ileriki nesillerin şimdiki dedeleri nineleri olan şimdiki gençler “çok uzun vadeli hedeflerle” altına yatırım yapmaya başlarlarsa.

Yazar: Erdal Yüksel

Kategori: Yaşam

Etiketler: |


Sorunuzu / Yorumunuzu Aşağıya Yazabilirsiniz.

Lütfen sorunuzu konu ile ilgili sayfaya yazmaya gayret edin.

Ön Adınızı ve şehrinizi yazın:

Sorunuzu/Yorumunuzu yazın: