Eklediğim örnek resme bakın (yukarıda). Çoğu gençlerimizin, özellikle üniversite öğrencilerimizin ders çalışma biçimini yansıtıyor. Her şeyiyle yanlış. Dikkatinizi gerektiği gibi veremezsiniz. Meselâ en fazla bir saatlik bir çalışma için dört saat yorulursunuz, verim ise gereğinden kat kat düşük kalır. Yazık değil mi? Emeklerinize mi yanasınız, ailenizin beklentilerine mi yanasınız yoksa gençliğinizin verimliliğini çarçur etmenize mi? Hem de ne çarçur etmek! Düşman malını hiçe sayıp kirletmekten beter bir israf söz konusu. Çok yazık.
Ders çalışırken sadece ders çalışın
Disiplin şart. Sabredemeyecekseniz, her 20 dakikada 5-10 dakikalık molalar verin. Ama ders çalışma süresinde sadece ders çalışacaksınız. Molalarda kahve mi içeceksiniz müzik mi dinleyeceksiniz, bir şey mi yiyeceksiniz, onları zaman yapın. Ders çalışırken ise, tüm uzuvlarınız, tüm dikkatiniz, tüm aklınız sadece çalıştığınız konuyu anlamaya hizmet etmeli. Tıpkı aşağıda verdiğim dikiş makinesi örneğindeki gibi.
Eski dikiş makineleri
Masalı, pedallı dikiş makineleri 70’li yıllarda neredeyse her evde vardı. İki el o iş için kullanılır. Ayaklar, aşağıdaki pedalı kontrol etmekle meşgul. Ve gözler dikkatle iğnenin işleyişinde. Kısaca, beyin tüm dikkatini ve kontrol edeceği tüm uzuvlarını tek bir amaç için seferber etmiş. En küçük bir dikkatsizlik işi mahvetmeye yeter. Nitekim eskiden dikiş makinesi kazalarında parmağına iğne girmiş, iğne içeride kırılıp kalmış vakaları oldukça yaygındı. Minicik bir dikkatsizlik felaket acılara neden olurdu. Bakınız demek ki “başarı” dikkati sadece işe vermekle olur. Yoksa acısını çekersiniz. Bu çok güzel bir örnek oldu. Ders çalışırken sadece dersinize odaklanın.
Hatalar
Televizyon açık. Veya onun yerine bir müzik çalmakta. Cep telefonu yanınızda. Aman hiçbir bildirim kaçmasın! Çay veya kahve, atıştırılacak bir şeyler yine ders çalışma esnasında hazır. Bunlar yanlış.
Bilinçlenmek lazım
Gençlerimiz kitap okumuyor. Okusa da esas ihtiyaçları olan bilimsel bilgileri okumuyorlar. Ben burada bilinmesi gereken birkaç konuyu özetliyorum. Okuyup düşünün.
Evrimimiz açısından
Beynimizin kabiliyetleri günümüz teknolojisinde birkaç şeyi bir arada yürütmeye hiç yeterli değil. Çünkü insanın evrimi çok yavaştır. Yani düşünsel aktivitelerimizin şu andaki evrimsel gelişmişliği neredeyse 20 bin yıl öncesiyle tıpatıp aynı. Bugünkü şartlar için yeterli olması imkansız. Yani dikkat verme, odaklanma, çağrıları dikkate alma özelliklerimiz 20 bin yıl önce nasıl idiyse şimdi de öyle. Halbuki beynimiz ciddi anlamda “bir anda sadece bir şeye” odaklanabilir. Çevresel etkilerden seslere “yeni olanlara” mutlaka otomatikman odaklanacaktır. Aynı anda birçok şeye, hatta sadece iki farklı şeye dikkatini vermesi ise imkansız. Kaldı ki biz birçok şeyi birden yapmaya çalışıyoruz. Televizyon, müzik, akıllı telefon bildirimleri, yeme-içme her şeye karşı zihnimizi algıya açık tutmayı gerekli görmemiz saçma ve elbette çok yanlış.
Beynimiz o kadar gelişmiş değil
Düşünsel aktivitelerimiz açısından evrimimizi ele alırsak, içinde bulunduğumuz çağdaki “çoklu ortamlara aynı anda uyum ve aynı anda odaklanma” gibi bir özelliğimiz söz konusu bile olamaz. Çünkü bu tip çalışmaları halledemeyiz. Yani bu açıdan biz on binlerce yıl daha evrim geçirmek zorundayız.
O halde gerçeği kabullenelim
Bilim yanılmaz ve yanıltmaz. Bilime güvenin. Bilimadamlarına kulak verin ki yolunuzu şaşırmayasınız. Yani doğru ders çalışma yöntemleri hakkında bilimsel kaynaklar bulup okursanız hem bilinçlenirsiniz hem de ders çalışmayı daha çok seversiniz. Çünkü başarıya nasıl ulaşılır öğrenmiş ve güven kazanmışsınızdır.
Bir ders çalışma yöntemi
Onbinlerce yıllık genetik hafızamızın kabullenip seveceği ve sizi mutlak bir başarıya götürecek bir yöntemdir.
Bakınız: ⇒ Ritüeller ders çalışmalarda başarıyı kesin kılar