Down sendromu ve ana karnında öldürülen bebekler

Down sendromu hakkında: Hamilelik sırasında ana karnında erken teşhis ve kürtaj kararına itiraz çerçevesinde düşüncelerimi kapsayan bir yorumumdur.

Down sendromu ile dünya gelen çocuklar diğer çocuklardan zekâca bir hayli geride oluyor. Yetişkin bir insan olduklarında yedi yaşındaki bir çocuk kişiliğinde ve zekâsında olurlar. İşte bu yüzden şimdiki teknoloji ile hamilelikte bebeğin durumunu anlayınca ölüm kararı veriyorlar. Kürtaj.. Bebeğin rahimden kazınması.. Aslında hem gereksiz hem insanlık dışı bir uygulama. Çünkü iyi bir eğitim ile ve kazandırılan disiplin alışkanlıklarıyla bu insanların hayatlarına herkes gibi devam etmeleri kesinlikle mümkündür.

Sadece sizin istediğiniz gibi bir birey olmayacak diye onlara yaşam hakkı tanımamanız insanlık dışıdır. Zekâsı düşük olabilir ama küçük bir çocuk kadar her şeyi anlayabilir, duygulanabilir, bazı becerilerini geliştirebilirler, meslek sahibi bile olabilirler. Gerçi zekâdan başka birtakım fiziksel arazları da olabiliyor. Hipotiroid (tiroid hormonu azlığı) yüzünden kilolu olmaları, ve daha bazı problemler. Ama ne olursa olsun onlar hep sevgi dolu ve melekler gibi masum çocuk kalacak insanlardır ve bu yüzden yaşam haklarına “hepimizden daha fazla” sahiptirler.

Lütfen şunu iyi düşünün: Normal bir çocuğun bile hayat boyu hem başarılı hem sağlıklı hem mutlu hem kimseye muhtaç olmayan bir insan olacağının hiç kimse garantisini veremez. Öyle değil mi? Hem kimin ne kadar yaşayacağını da bilemeyiz.

Peki çocukların hayatına son verme fikri annelerin babaların kafasına niçin sokulur?
Para ve pazarlamacılık çağında yaşıyoruz. Tıpla ilgili alanlarda paragözlülük çok yüksek. İnsanları paniğe sokuyor ve hamile kadınların kesinlikle down sendromu için kontrole girmelerini ısrarla tavsiye ediyorlar. Kontrol, analizler, incelemeler bedava değil. 1000 TL’den başlıyor fiyatlar. İşte burada da başka bir insanlık ayıbı ile karşı karşıyayız.

Ölüm kararı niçin en iyi çözüm olsun ki?

Acı kararı vermek zorunda kalan hamile anneler iyi düşünün. Ya tahlillerden hatalı sonuç çıkmışsa? Bir yakınımın başına gelmişti. Anne ve baba doktorların tavsiyesine itiraz edip bebeği aldırmadılar. Meğer tahliller hatalıymış. Uzun yıllar geçti. Çocuk her şeyiyle yüzde yüz normal. Doktorları dinleselerdi şimdi onların öyle sağlıklı ve zeki bir oğulları olmayacaktı. Ayrıca, Down sendromlu doğmuş olsaydı bile bu da bir problem olmayacaktı.

Çocuk down sendromlu doğacak diye öldürmek yanlış. Soruna iyi yönünden bakmak lazım. Down sendromlu çocuklar Allahın bir rahmet tecellisidirler. Bu çocuklar sevgiye şefkate herkesten daha fazla muhtaçtır. Nerede bir down sendromlu çocuk varsa orada fazlasıyla sevgi gerekir. Fazlasıyla şefkat gerekir. Allah madem öyle yaratmış ve öyle gerektirmiş, bize düşen şey bu çocuklar için sevgi dolu, sevgi yansıtıcı insanlar olmaktır. Onları iyi bir şekilde eğitmek ve onlara üretici olmaları yönünde yetenekler kazandırmak için gayret etmektir.

Down sendromlulara yaşam hakkı tanınmalıdır.

Teknoloji ilerledi. Sosyal bilinçlilikler ilerledi. Böyle bir zamanda insalar isterlerse her türlü vakıf kurarlar. O çocuklara ileriki yaşlarda aileleri bakamasa bile ilgili kurumlarda barınmaları mümkün. Hem de bir şeyler üreterek, topluma faydalı olarak, ürettikleriyle mutlu olarak yaşarlar.

Yazar: Erdal Yüksel

Kategori: Yaşam

Etiketler:


Sorunuzu / Yorumunuzu Aşağıya Yazabilirsiniz.

Lütfen sorunuzu konu ile ilgili sayfaya yazmaya gayret edin.

Sorunuzu/Yorumunuzu yazın:

Sorunuz cevabımla birlikte 1 saat veya en geç 24 saat içinde burada görünür olacaktır. Lütfen ara sıra kontrol edin. Hiç görünmüyorsa akıllı telefonunuzda önbellek temizliği yapmalısınız.