Meyve ağaçlarının hemen hepsine 50cm ile 1,5m gibi boylarda küçük yapılı halde meyve verdirmek mümkün. Bunun farklı yolları var. Bu sayfanın konusu yarı bonsai yöntemi ile cüceleştirilmiş meyve ağaçları üretimi.
Bazı meyve ağacı türlerinin bodur kültivarları geliştirilmiştir. Aslında işin en kolay yolu budur. Ama her meyve ağacı türünün boduru çeşidi yok. Ve olsa bile bulmak zor veya meyveleri sizin istediğiniz lezzette olmayabilir. Burada normal meyve ağaçlarının küçük kalmalarını sağlamanın yolunu adım adım anlatmaya çalıştım. Yani bu sayfa meyve veren cüce ağaç oluşturma rehberi hükmündedir. Bonsai çalışmaları ile ilgisi yoktur. Gerçi biraz var ama amacımız hem sanatsal değil hem de o kadar mini ağaç hiç değil.
Dikkat: Aşağıda aşama aşama meyve ağacı cüceleştirme ve meyve verecek olgunluğa getirme konuları vs. her şeyi açıkladım. Bu sayfada açıklanmamış çok önemli bir meseleye kısaca değiniyorum. Yani meyve ağaçlarının kış boyunca belirli derecelerde soğukta kalmaları şarttır. Yoksa meyve vermezler. Ayrıntılı bilgi isterseniz ⇒ bitkilerin soğuklama ihtiyacı sayfasına bakın. Bu sayede yaşadığınız yerin ikliminde meyve vermede kusur etmeyecek ağaç türleri arasında seçim yaparsınız.
1) Fidan üretimi
Meyve veren cüce ağaç oluşturma çalışmalarımızın bu birinci aşamasında fidanı saksıda değil bahçede, bahçeye dikerek yetiştirmenizi daha hızlı gelişim için tavsiye ederim.
Hazır fidan satın almanız en iyisi olacaktır. Ama kesinlikle aşılı olsun. Böylece süreç bir hayli kısalır. Bu mümkün değilse fidanı kendiniz üretmeniz için aşağıda birkaç bilgi verdim.
a) Fidanları tohumdan yetiştirebilirsiniz. Fakat meyve ağaçlarının hemen hepsi belli bir genetik yaşa gelince çiçek açıp meyve verirler. Türe göre 3 yıl ile 12 yıl arasında değişir. Hatta 25 yıla kadar geciken türler bile var. Bu yüzden tohumdan yetişen fidanları 1-2 yaşına geldiklerinde meyve veren olgun ağaçlardan parçalarla aşılamalısınız ki meyve versinler.
b) ⇒ Olgun dal çeliği yöntemi ile birçok ağaç türlerinden kendisi gibi aynı özellikte ve aynı genetik yaşta fidanlar üretmek mümkün. Bunlara aşı gerekmiyor. Fidan kendisini yeterli donanıma kavuşmuş hissettiğinde meyve verir.
c) Kışın yaprağını döken ağaç ve çalı bitki türlerinde ⇒ kök çeliği yöntemi en hızlı fidan üretim yoludur. Fakat köklerinden aldığınız meyve ağacı başka bir tür üzerine aşılı olabilir. Ve bu durumda, ağaç güzelce meyve veriyor olsa bile kökler bambaşka bir ağaçtır. Dolayısıyla o köklerden çeliklerle ürettiğiniz fidanları aşılamanız gerekir.
d) Meyve veren, yetişkin limon, portakal vb. olgun narenciye ağaçlarının dallarından suda köklendirmeyle üretim yapabilirsiniz. Başarırsanız bunlar aşı istemez. Ayrıntıları şu sayfada: ⇒ Narenciye çelikle üretim
Fidanlar tamam.. Ve..
Yukarıdaki metotlarla yetiştirip büyüttüğünüz ve aşı gerekiyorsa aşıladığınız fidanınızda sonraki aşamaya geçmeniz için şu şartlar tamamlanmış olmak zorunda:
Fidanda güçlü kök sistemi ve dallanma gerçekleşmiş, ana gövde parmak kalınlığına gelmiş olmalı. Aşılı fidanlarda ise aşıdan gelişen ana dal en az 1 yıl olgunlaşmış olmalı. Bütün bunlar fidanların ana gövdesinin kök sistemiyle birlikte ağaç olma görevini iyice benimsemiş olması içindir. Her şey tamamsa sonraki aşamaya geçin.
2) Fidanlara hızını aldırmak
Bu aşamada fidanın artık koca ağaç olmaya yönelik yapılanmalardan vazgeçmesi (hızını alması) ve yaşlı bir ağaç gibi hareket etmesi için bonsaicilikte uygulanan tarzda kök budaması gereklidir. Aralık ayının son günlerinde veya ocak ayının ilk günlerinde fidanı toprağından sökün. Kök azaltması yapın. Aşağıdaki resim kök budamasının ve ona paralel olarak dallarda yapacağınız budamaların nasıl olması gerektiğini temsil ediyor. Ana kazık kök varsa özellikle onu giderin. Diğer çok güçlü köklerin sayısını ve boylarını azaltın. Dallar köklere göre fazla ise dallarda da kesinlikle azaltmalara gitmeniz şart. Yoksa bir hayli azalmış olan kökler koca dal-budak sistemini besleyemez ve dalların çoğu kurur. Hatta tüm fidanın ölme riski yüksektir.
Resimde solda fidanın budanmadan önceki hali. Kırmızı işaretler kesmeniz gereken yerleri gösteriyor. Sağda ise köklerde ve dallarda budama yaptıktan sonra fidanın aldığı form.
Bahar gelince fidan filizlenip gelişmeye başlar. Fidanın hayatının dönüm noktası olan kök budamasından sonraki bu ilk yılda meyve verip vermemesi önemli değildir. Fidana güzel bir dallanma, güzel bir şekil kazandırmalısınız. Filiz azaltmalar, dalları yönlendirmeler vesaire çalışmaları bu ilk yıl titizlikle yapmanız gerekiyor. Sonraki yıl güzelce meyve vermeleri için son derece iyi bakmanız gerekiyor. Yeni dallar 30cm’yi geçince uçlarından kesin ki yan dallar oluştursun. Veya zaten yan dallar vermişse onlar daha iyi gelişir ve ayrıca onlar da yan dallar verebilir. Bu sayede gelecek baharda çiçek açmaları garanti olur. Yani ertesi baharda fidan çiçek açıp meyve verir. Fakat eğer kök sistemi iyi gelişmemişse meyveler büyümeden dökülecektir. Toprağın yapısına ve gübrelemelere çok ciddi dikkat ve özen göstermelisiniz.
3) Bakım işleri
Dikkat: Burada anlattığım bakım işleri hızı alınması amacıyla kök budaması yapılmış ve artık meyve vermeye hazır hale getirilmiş fidanlara yöneliktir. Yani yukarıdaki 1. maddedeki konularla ilgili değildir. 2. aşama ile başlıyor.
Bonsai sanatında ilk kök budamasından bir yıl sonra tekrar kök budaması yapılır (daha sonra kök budamaları ortalama 3 yılda bire indirilir). Ve daima çok küçük saksılarda tutularak bonsailere uygun özel topraklar kullanılır. Bu usul bizim amacımıza uymaz. Çünkü eğer öyle devam edersek ağacımızdan çok az sayıda meyve alabiliriz.
İlk yıl
Çömlek saksı kullanın (toprağın güneşte ısınmaması gerektiği için). İlk kök budamasını takip eden bahar ve yaz aylarında neler yapılacak yukarıda okudunuz. İlk kök budamasında fidanı dikeceğimiz saksı pek büyük değil ama köklerin çok rahat sığacağı kadar yeterli büyüklükte olmalıdır. 25cmx25cm genişlik-yükseklik hatta biraz daha küçüğü başlangıç için gayet iyidir. Ta ki yeni uzayacak kökler yeterli miktardaki toprakta ağacın ihtiyacı olan elementleri bol bol toplayabilsinler. Eğer kökler daha fazla gelişirse saksının pek büyük olmaması sayesinde bir çeşit strese girerler ve ağaç istendiği gibi “kendisini yaşlanmış hissederek” gelişim gösterir. Yani hızını almış yetişkin bir ağaç gibi kendisini frenleyecek, arsızca fazladan fazladan dallanmalarda bulunmayacaktır.
Toprak ve gübreleme
2 ölçü temiz doğal arazilerden humuslu gerçek toprak + 1 ölçü sade yapılı, besleyici katkısız torf toprak + 1 ölçü ponza taşı + 1 ölçü iri taneli temiz dere kumu. Hepsini harmanlayarak iyice karıştırın. Saksının dibindeki deliğin üzerine toprak akmasın diye bir taş parçası koyun. Sonra saksının dibini bir parmak yüksekliğinde karışım toprakla doldurun. Toprağın üzerine solucan gübresi ya da koyun, keçi vb iyi kalitede yanmış gübre bir parmak yüksekliğinde yayarak doldurun. Gübrenin üzerine iki parmak yüksekliğinde karışım toprak yayın ve fidanı üzerine oturtun. Sonra boş kalan yerleri yine gübresiz karışım toprakla doldurun ve can suyunu verin. İlk yıl bu toprak fazlasıyla besleyicidir. Haricen gübre-besin takviyesi istemez.
Sulama
İlkbahar ve yaz aylarında toprak üst yüzeyi elinize yapışmadan ufalanabilecek şekilde ıslaklığını yitirdikçe bolca su ile sulayın. Diğer zamanlarda toprak üst yüzeyi iyice kurudukça sulayın. Yaz – kış her sulamada mutlaka saksı alt deliklerinden bolca su dışarı çıkacak miktarda su kullanın. Aksi takdirde yani az su ile sulamalar devam ederseniz topraktaki kaçınılmaz tuzlaşma hem köklerin bir kısmını çürütecek hem de dalların bir kısmını kurutacaktır.
Güneş: Meyve ağaçları (birkaç istisna tür hariç) uzun süre direkt güneş isterler. Günde en az 3 saat direkt güneş kesinlikle şart. Direkt güneş almadığı gündüzün diğer saatlerinde ise yeri mutlaka şiddetli aydınlık olmalı. Ayırca meyve ağaçlarının (tropikal kökenli olmayan çoğunluk türlerin) köklerinin serinde olmaları da bir ihtiyaçtır. Gölgede tutamayacağımıza göre çözüm şudur: Toprak yüzeyini iri ponza taşlarıyla veya ağaç kabuklarıyla örtün. Böylece güneşin ışınları ve ısısı toprağa erişemez.
İkinci yıl
İlk kök budamasından sonra saksıya diktiğimiz ve sonrasında bahar ve yaz gelişimlerini sağladığımız gibi hala aynı saksıda aynı toprakta olan fidan çiçek açıp meyve vermesini umduğumuz ikinci baharına geldiğinde:
Saksıda toprak yüzeyini sadece en kenarlardan çepeçevre 5cm kadar derinlikte eşeleyin. Ortalama 5cm ara ile tepeleme olmayan birer çay kaşığı solucan gübresi koyup eşelediğiniz çepeçevre yeri tekrar toprakla kapatın.
Çiçeklerin çoğunun meyve bağlamadan dökülmeleri normaldir. Oluşan mini meyvelerin sayısı çok ise mutlaka azaltın. Azaltmayı meyveler henüz çok küçük iken yapmalısınız. Eğer azaltmazsanız zaten pek çoğu dökülür. Dökülmeyenler gerektiği gibi gelişemeyebilir. Azaltma bu yüzden önemli. Fidanın büyüklüğüne ve dal sayısına / dal gücüne göre kaç tane meyveye izin vereceğinizi yukarıdaki limon ağacı ve elma ağacı fotoğraflarından az çok anlayabilirsiniz.
Meyvelerin iriliği küçük bir fındık kadar olduğunda bitki besini vermeye başlayın. Hassas salon süs bitkileri için olan özel sıvı bitki besinleri en iyisidir. Genel kullanım (npk eşit ağırlıklı) olanlar uygundur. Zaten gübreleme yapmıştınız. Bu takviye meyvelerin güzelce gelişmesine çok iyi katkıda bulunur. Bitki besini sıklığına gelince: Meyvelerin yeterli iriliğe gelmelerine kadar veya eylül ortasına kadar, ortalama 20 günde bir defa, ama yarım doz verin. Bahçe ve tarlalar için olan suni gübreleri tavsiye etmiyorum. Çünkü topraktaki tuz oranını fena halde yükseltirler. Sonuçta gelişim sağlayıcı değil gelişimi bozucu, hatta dalların yarısını öldürücü etkisi olacaktır.
Bu ikinci yıl hiç meyve vermemiş olsa bile, ama sağlıklı bir şekilde dallı budaklı gelişmiş hale gelmişse “meyve veren cüce ağaç” çalışmalarında başarılı olduğunuzdan emin olun. Gelecek bahardan itibaren işler yolunda gidecektir.
Üçüncü yıl
İkinci yılın sonunda veya üçüncü yılın başında diyebiliriz, aralık sonu – ocak başı gibi, saksı ve toprak değişimi yapmalısınız. Kışın bu zamanını seçmemizin sebebi ağacın ve köklerinin tam uykuda olmasından dolayıdır. Narenciyeler tam uykuya girmez (kış boyu genellikle hep yarı uykudadırlar). Onlarda bu işi kış sonunda da yapabilirsiniz.
Yeni saksı biraz büyük olmalıdır. Her yönden ve alttan 5cm kadar genişlik farkı olması yeterli. Fidanı kökleri topraktan pek ayırmadan toprağıyla kalıp gibi saksıdan çıkarın. Köklerin en dış katmanından biraz azaltmalar yapın. Fazlaya kaçmamalısınız. En fazla beşte birini eksiltin. Dallarda ufak tefek budamalar gerekiyorsa yapın. Eğer boyu güçlüce uzama eğilimine girmişse buna izin vermemek için tepeden en az 15cm kısmı kesin ve hatta bu durumda köklerde biraz daha azaltma yapın. Yukarıda tavsiye ettiğimin aynısı toprak karışımı ve gübreleme yapıp yeni saksısına köklerindeki eski toprağıyla beraber, yeni karışım toprak ilavesiyle aktarın.
Bu yıl yeni toprak ve yeni gübreleme yaptığımız halde yine de besin takviyesi iyi olacaktır. Mayıs sonundan ağustos sonuna kadar, ayda bir defa yarım doz, hassas salon bitkileri için olan bitki besininden vermeye devam edin. Sulamalara ise titizlikle doğru şekilde devam edin.
Dördüncü ve beşinci yıl
3. yılın sonu, aralık ayının sonunda toprağın biraz kurumasını bekleyin. Sonra topraktan sökün. Kökleri topraktan tamamıyla değil en dış taraflardan arındırın. Hem kalın hem ince köklerde biraz azaltma yapın. Eğer kökler üçüncü yılda saksıyı iyice doldurmuşsa ince-kalın tüm köklerde beşte iki oranında azaltma yapın. Yine aynı saksıya dikin. Dallarda ise ferahlatma budamasını titizlikle yapmalısınız. Yani iç içe gelişmiş olanları, birbirine fazla bitişik olanları düzelteceksiniz. Budayacağınız dallar öncelikle en güçsüz-sağlıksız görünenler olmalı. Sonuçta vereceğiniz form itibarıyla dallar birbirine mesafeli, birbirinin ışığını havasını kesmeyecek şekilde ve kalabalık görünümden iyice arınmış olmalıdır.
Dördüncü yıla girerken önemli bir kök budaması ve dallarda ferahlatma-temizlik budaması yaptınız. Ve yeni, taze toprak karışımına diktiniz ama üçüncü yılın saksısını kullandınız. Bu yıl bakıma aynen 3. yıldaki gibi devam edin.
Beşinci yıl saksı-toprak değişimi yapmayın. Bahar başında toprak üst yüzeyini, saksının en kenarlarından çepe çevre eşeleyip içine 5cm ara ile birer çay kaşığı solucan gübresi serpiştirin. Yine 3. ve 4. yıldaki gibi bakıma devam edin (bitki besini, doğru sulamalar vesaire). Bu yıl meyve verimi vesaire her şeyin dört dörtlük mükemmel olması kesindir diyebilirim. Artık gerçek anlamda meyve veren cüce ağaç sahibisiniz.
Altıncı yıl ve sonrası
5. yılın sonunda (aralık ayının son günlerinde) önce gerekli gördüğünüz budamaları yapın. Sonra ağacı saksısından toprağı hiç dağıtmadan kalıp halde çıkarın. Köklerde sadece en dış katmanda hafifçe budama yapın. Beşte birini azaltabilirsiniz. Daha fazla budamayın. Yaklaşık 35x35cm ebatlarında bir boy büyük saksıya yeni toprak ve yine alttan gübreleme ile aktarın.
Altıncı yıl bakımı: Bundan sonra 5 yıllık tecrübelerinize göre neyi nasıl yapacağınıza siz karar verin.
Meyve veren cüce ağaç çalışmalarınızda tehlikeli durumlar
Çiçekçilere, hele internet üzerinden ıvır zıvır şeyler satıp kendilerini profesyonel bitki yetiştiricisi gibi, toprak uzmanı gibi tanıtanlara asla danışmayın ve onların hiçbir tavsiyesine asla inanmayın. Sizin emek verip yetiştirmeye çalıştığınız ağacınıza en küçük bir faydası olmayacak, hatta köklere zarar verecek maddeleri sürekli satmak için ellerinden geleni yaparlar. Sonuçta onlara devamlı para akıtırsınız ve bitkiniz en fazla iki yıl yaşar ve sonunda ölüp gider. Tarlalar için olan toprak düzenleyiciler, köklendiriciler ve gübreler saksı bitkilerimizin hiçbirine fayda sağlamaz. Bilakis zehirleyip ölümcül zarar verirler. Ama size bunları her fırsatta satmak isteyenler olacaktır. İnanmayın.
Yukarıda anlattığım tavsiyelere dört dörtlük uymanız durumunda her şey umduğunuzdan çok daha iyi gidecektir. Bundan şüpheniz olmasın.
Bitki bitlerine karşı her zaman dikkatli olun. İlk farkettiğinizde hemen ilaçlayın. Meyve ağaçlarında yaprak sağlığı süs bitkilerinde olduğundan bile çok daha fazla önemlidir. Her bir yaprağın hayati önemi vardır.
Yetiştirdiğiniz fidan hakkında etraflıca araştırma yaparak kış soğuklarına dayanıklılığını, kışın soğuklama ihtiyacının ne süre gerektiğini ve yaprak mantar hastalıklarına karşı ve toprak parazitlerine karşı hassaslığı olup olmadığını iyice öğrenin.
Bir ay once arkadasim uzerinde meyvesi olan bir bonsai mandalina agaci hediye etti. ilk haftalar gayet iyiydi ama kucuk kizim meyvelerin bazilarini koparmis. agac yapraklari kurumaya basladi. cam kenarinda gunes alan bir yerde bakiyorum. neler yapabilirim canlanması icin?
***
Kızı suçlamayın. Yer değişikliğinde yerini yadırgayıp bozulmaya başlaması her zaman görülen bir şeydir. Sadece güneş yetmez sürekli hava akımlarına da ihtiyacı var.
Saksı ebatını tür için önerilen ebattan daha küçük tutabilir miyiz? Mesela siz 25×25 başlangıç için ideal demişsiniz. Bunu minimum ileriki yıllarda kaç lt’ye çıkarmalıyız? Mesela meyve almak için en az 30 lt olması gerektiği söylenilen yaşlı bitkimi maksimum, fide boyunu kısa tutarak 10lt’lik saksıyı geçmemeyi istiyordum ama bu mümķün mü? Birde türe göre çok değişken rakamlar önerilmiş. Bu konuda tek tek size sorup sizi de meşgul etmek istemiyorum. Bir oran verilmesi mümkün mü? Mesela budama ile meyve vermesi için gereken toprak miktarı yarı yarıya azaltılmış olur denilebilir mi? Yazınızda 35x35den bahsedilmiş en son yıl fakat bu yazı narenciyeler için galiba. Oyuzden sordum deminki sorumu,yoksa yazinızı okumadan sordum sanılmasın.
***
Hayır sadece narenciyeler değil tüm ağaçlar için genel anlamda yazdım. Diğer ebatlar hakkında nereden araştırdınız bilmiyorum ama bana sorarsanız hangi tür olursa olsun başlangıç için ve fidan da çok çelimsiz ise 15cmX15cm ebatlarında saksı ile başlanabilir (sadece başlangıçta). Güzelce meyve veren küçük ağaç oluşturmak ve bunun hazzını alabilmek istiyorsanız buradaki tavsiyeleri ölçü alın. Bitkinizi bonsaileştirmeye çalışmayın. Ama eğer amacınız bonsai ise onun çok katı kuralları var. Çünkü sanat söz konusu. Eğer “bonsai kuralları hiç umrumda değil, benim amacım kendi kafama göre mümkün olduğunca küçük olacak şekilde meyve ağacı cüceleştirmek” derseniz elbette o takdirde istediğiniz gibi hareket edebilirsiniz. Tabii çok daha az meyve elde edebilirsiniz. Veya ağacınızın türü o kadar kısıtlı imkanlarda çiçek açmaya hiç girişmeyecek özellikte bile olabilir. Ayrıca şunu da dikkate alın: İnternetten araştırınca küçücük saksılarda üzerleri meyve dolu 20-30cm kısacık boyda narenciye ağaçları resimleri görürsünüz. Onlar aldatmacadan, hileden ibaret. Özel hormonlar, özel besleyiciler kullanarak bunu yapıyorlar. Parazitlerin zerre kadar zarar vermemesi de şart olduğundan meyve vermiş olsa dahi bitkiyi düzenli aralıklarla ilaçlarlar. Avrupa’da bunu yapan firmalar var. Müşterilere “bunlar sadece görse amaçlıdır meyveleri sakın yemeyin” diye sıkıca uyarırlar. Sırf ilaçlamayla ilgili değil. Yani kalın kabuğu soyup yenebilir. Ama demek ki kullanılan hormonlar yüzünden sakıncalı. Bu tarz yetiştiriciliklere hiç heveslenmeyin çünkü çeşitli hormonları çeşitli zamanlarda kullanmadan başaramazsınız. Zaten o takdirde o meyveler yenmez. Benim tavsiyelerim bu şekilde.
Büyük balkonda, saksıda büyüttüğüm bir erguvan bir de leylağım var. Leylak aldığımdan beri güzel çiçekleniyor. Erguvan internetten almıştım çok ince gövdeli geldi. İki sene içinde biraz kalınlaştı. Boyunu budayarak azalttım. Bu sene dalları da arttı ama çiçek vermedi. Umarım yaşı küçük olduğundandır. Kış bahçesinde bodur ağaç olarak yetiştirmek istiyordum ama nasıl budanacağını hiç bulamadım çok aramama rağmen. Yazınız çok faydalı olmuş teşekkürler. Henüz kök budaması vs cesaret edemeyeceğim ama bu yazıyı saklayacağım. Erguvan ciceklenmesini dört gözle bekliyorum. Yerim müsait olmazsa dışarı da edebilirim, önemli olan bitkinin de mutluluğu.
Saksıda Avustralya karadutu yetiştiriyorum. Her sene sanki küllemeye benzer bir hastalığa yakalanıyor. Toprağı normal bahçe toprağı. Sulayınca yapış yapış kuruyunca taş gibi olan bir toprak bu.
https://resmim.net/cdn/2022/09/23/4PA43.jpg https://resmim.net/cdn/2022/09/23/4PGWR.jpg
***
Dut yaprakları külleme hastalığına yatkındır (esintisi az olan, sık sulanan bahçelerde). Çok ciddi bir problem değil. Esas tehlike saksıda yetiştirilen dutlardadır. Çünkü sadece külleme değil yoğun bitlenmeler olabiliyor. Örümcek bitler gözle görülmediği için yaprakları mahvederler. Güneş ışınları altında büyüteçle incelemen lazım. İkinci fotoğraftan göründüğüne göre örümcek bit olması kesin gibi. Daha kötüsü, dallarda, özellikle toprağa yakın kısımlarda çok küçük bembeyaz incecik bitlenmeler. Bunlar aynı zamanda mantar hastalıklarına sebep oluyor. Ve fidanlar ölüp gidiyor. Senin fidanlarda var mı bilmiyorum. Küllemeye karşı topas adlı ilaçtan kullanman lazım. 1 litre suya en fazla 1ml karıştırıp bitkilere fısfıs yapacaksın. Veya o pahalı gelirse toz kükürt bul (sarı bir tozdur). Tozu biraz yukarıdan avucundan üfleyerek etrafa saçılmasını sağla. Dallarda mantar hastalığı benzeri sorun varsa tozu (yani kükürdü) parmağınla dalların üstüne sıvazla. Bu kadar. Balkon saksılarında o tip toprak yanlış. Torf + dere kumu + arazi toprağı eşit oranlarda karışım yapsan iyi olur. Bu karışıma biraz da koyun gübresi ekleyebilirsin. Budamaları ilkbaharda tüm meyveler tam olgunlaştıktan sonra acilen yapacaksın. Fazla geç kalmaya gelmez. Diğer zamanlara olmaz çünkü meyve verimini yok denecek kadar düşürür.
Bu zeytini 4 sene önce bodur zeytin diye almıştım. Şu an sizce iyi durumda mı? https://resmim.net/cdn/2022/09/23/4PcVn.jpg
***
Bodur bile olsa 4 yılda 1 metreyi kesinlikle aşmış ve çok fazla dallanmış olması gerekirdi. Topraklar konusunda bilinçli hareket etmen lazım. Önceki soruda dediğim gibi.
Dar bir yürüş yolu boyunca yaklaşık 15-20m uzunluğunda ince uzun bir alanımız var. Genellikle komşularımız çam tercih etmiş ama biz meyve ağacı dikmek istiyoruz. Fakat yürüyüş yolunu rahatsız etmeyecek, ince uzun büyüyebilecek ağaç tavsiyelerine ihtiyacımız var. Budanmaya müsait olanlar da olur. İlgili bir yazınızı bulamadığım için en uygun başlık olarak burayı seçtim umarım uygundur. Hangi ağaçları hangi aralıklarda dikmeliyiz önerileriniz var mıdır?
***
Sorunuzu buraya yazdığınıza göre ve sorunuzda konuya açıklık getirmediğinize göre sanıyorum bodur meyve ağaçlarını soruyorsunuz. Şimdiye kadar onlar hakkında hiç araştırma yapmadım. Sadece internette bazı kaynaklarda bodur elma ağaçlarının fotoğraflarını görmüşümdür. 1,5-2 metre boyda, her yöne kısacık dallar uzatmış, yani çok az yer kaplıyor ve dolayısıyla 1 metre gibi mesafe ile dikmişler. Üzerlerinde bol bol meyveler vardı. Yaz ayları felaket sıcak geçen yerlere uygun mudurlar bilgim yok. Normal nar ağaçları ise her türlü budamaya gelir ve hem istediğiniz boyda tutabilir, hem de dallarını istediğiniz kadar sayıda-uzunlukta tutabilirsiniz. Her şeye rağmen güzelce meyvelerini verir. İğde ağaçlarını da aynı şekilde düşünebilirsiniz. Narların çiçekleri çok güzel, iğdelerin çiçekleri ise muhteşem güzel kokuludur. Şiddetli yaz sıcaklarına ikisi de tam uyumludur. Budamalarla derli toplu, küçük tutacaksanız aralarında 1,5-2 metre mesafe uygundur. Bir de hünnap var. Başka uygun ağaç şu anda aklıma gelmiyor ama her türlü budamaları tolere eden ve İzmir’deki gibi şiddetli yaz sıcaklarına uygun meyve ağaçları vardır elbette.