Bu bilgi ne işime yarar?
İster bahçe toprağında, ister saksıda bitki yetiştirin, bilmeniz gereken en önemli meselelerden biri toprağın EC derecesi, yani besleyiciliğidir. Bunun için çeşitli gübreler kullanırız. Gübrenin bitkilere faydası azot, fosfor, potasyum ve daha birçok elementleri içermesidir. Fakat bu elementler saf halde değil, genellikle bileşikler halindedir ve pekçoğu kimyasal açıdan tuz çeşitleridir. Bir toprağın besleyiciliği işte bu tuzların varlığı ile gerçekleşiyor. Yani EC derecesi ile o toprağın besleyiciliğinin, daha doğrusu tuzluluğunun bitkilere faydalı mı, öldürücü mü yoksa yetersiz mi olduğunu anlarız.
EC ne anlama gelir? Birim ölçüsü nedir?
EC = Electrical Conductivity kelimelerinin baş harfleri. Yani elektriği iletebilirlik. Toprağın EC derecesi aslında tuzluluk oranıdır. Ölçme ise ıslak toprağın elektriği iletme niteliğine göre yapılır. Birim ölçüsü dS/m ile ifade edilir (deciSiemens per meter yani metre başına düşen deciSiemens).
Bitki türlerine göre toprağın EC derecesi ölçüleri
Güvenlilik açısından ideal dereceler (dS/m birimine göre) 0,60 ile 4 arasıdır. Fakat bazı bitkilerin tuzlu topraklara hiç toleransı yoktur ve bu istisnai türler için en güvenli dereceler 0,60 ile 2 aralığıdır.
EC 0 – 2: Tuzlu topraklara hiç uyumlu olmayan bitkiler için güvenlidir.
EC 2 – 4: Hafif tuzluluk söz konusu. Tüm bitkiler için çok iyi. Fakat tuzlu topraklara toleransı hiç olmayan bitkilerde şöyle riskler söz konusudur: Çok sıcakta veya çok serinde (toprağın ıslak olması durumunda) ani bir şekilde ya köklerinin tümünün ya da bitkinin tamamının ölmesine neden olabiliyor.
EC 4 – 8: Orta derece tuzluluk. Birçok tarım bitkisi türlerinde verim düşer.
EC 8 – 16: Ortanın üstünde tuzluluk. Bu durumda, toprağa “tuzlu toprak” denir. Sadece tuzlu topraklara uyumlu türlerde verim normal olur. Diğerleri gelişemez, ölürler.
EC 16 ve daha yukarısı: Tuzlu topraklara toleransı çok yüksek olan türlerde bile verim vasat olur ya da vasatın altında kalır. Aşırı tuzluluğa göre bunlar bile hiç gelişemez ve ölür giderler.
Peki toprağın mı gübrenin mi EC ölçüsünü dikkate alacağız?
Toprağın, suyun ve gübrenin tuzluluğu bazen bildiğimiz tuzdan kaynaklanır. Ama genelde gübrelerde tuzluluk etkisi Na+, K, Ca2+, Mg2+ ve Cl− iyonlarına bağlıdır. Gübrelerin içerdiği tuzların başlıcaları kloridler, sülfatlar ve nitratlardır.
Dikkate almamız gereken şey gübrelerin değil, toprağın EC derecesidir. Mesela gübrelerin tuzluluğu yüksektir ve EC derecesi 8 olabilir, 10 olabilir, 20 olabilir. Olması gereken zaten gübrelerde yüksek EC derecesidir. Dolayısıyla toprağa çok az gübre katarız. Böylece EC derecesi düşmüş olan toprakta tekrar yükseliş olur. Ve bitkiler güzelce beslenirler.
Bitkisel / hayvansal organik gübrelerde tuzluluk problemi
Gübreler zaten tuzludur ve “gübrelerde tuzluluk problemi” demek saçma olur. Yani mesele bu gübrelerdeki tuzluluk oranını bilmememizdir ve esas problem budur. Ve daha da kötüsü, tuz dengelerinin yerinde olmama tehlikesidir. Yapay gübrelerin ne olduğu bellidir. Hangi tip yapay gübreyi ne amaçla kullanacağız, toprağa ne oranda vereceğiz, üretici firmanın tavsiyelerine göre güvenli bir şekilde kullanabiliriz. Ama kimyasal analizleri yapılmamış organik gübrelerin nitelikleri belli değil. Size tavsiyem güvenilir firmalar tarafından üretilip paketlenmiş, pakette kimyasal analizleri yazılı olan organik gübrelerden kullanmanızdır. Rastgele herkesin sattığı gübreler çok iyi de olabilir, çok kötü de olabilir.
Riskler / sakıncalar
Zamanımızda hiç bir şey 50-60 yıl öncesindeki gibi değil. Hayvancılık yöntemleri ve hayvan yemleri değişti. Çeşitli ilaçlar kullanılır oldu. Birkaç risk örnekleri:
- Hayvanlara yedirilen suni yemler, yem katkı maddeleri ve verilen ilaçlar onların dışkılarının niteliğini değiştirip bolca tuzlu hale getirir. Üstelik bitkilere faydası olmayan, zararlı olan tuz çeşitleri de cabası.
- Ahırlara yapılan parazit ve hastalık ilaçlamaları zeminde gübrelerle karışıp daha farklı tuzlanmalara yol açar.
- Ahırlarda beton zeminde biriken gübrelerin toplanmasının geciktirilmesi, gübrelerin bol bol idrar emmesi.
- Gübrenin yanmış gübre haline getirme tekniğinin gerektiği gibi uygulanmaması o tuzlu gübreyi büsbütün zehir haline getirir veya tam tersi hiç işe yaramaz hale getirir.
- Yem bitkileri yetiştirilen tarlalarda herbisit ilaçlar kullanırlar. Yani istenen tür bitkilerin dışında diğer bitkilerin gelişimini engelleyen, öldüren ilaçlar. İşte o ilaçlar yem bitkilerinin bünyesine geçer. Onları yiyen hayvanların gübreleri de herbisitli olur. Bu tip hayvan gübreleri yüzünden koca ağaçları ölen insanlar var.
EC dereceleri açısından risk
Eskiden mesela yanmış koyun gübresi saksı bitkilerinin toprak karışımının üçte bir veya dörtte bir gibi bir kısmını oluştururdu. Bakın bu kadar bol kullanılırdı. Ama şimdi? Ne kadar kullanacağız bilemeyiz. Çünkü eskiden, 50-60 yıl öncesine kadar yurdumuzun çok yerinde hâlâ hayvan gübreleri esas idi ve gübrelerin yanmış gübre haline getirilmesi bilinçlice yapılırdı. Üstelik besi hayvanlarına özel suni yemler ve ilaçlar yoktu. Ama şimdi her şey farklı ve bütün bunlar ciddi risklerdir. Yukarıdaki tavsiyemi tekrarlayayım: “Size tavsiyem güvenilir firmalar tarafından üretilip paketlenmiş, pakette kimyasal analizleri yazılı olan organik gübrelerden kullanmanızdır.” Ya da özel yapay bitki besinlerinden / suni gübrelerden kullanın.
Bilinçsizce yapılan organik gübre üreticiliği
Hayvan gübrelerinden başka, diğer organik gübrelerde de tuzluluk vardır (sırf bitkisel atıklardan yapılan organik gübreler dahil). Hayvan gübreleriyle, bitkisel atıklarla ya da hepsinin karışımıyla yapılan organik gübrelerde ve solucan gübresinde gübrenin fermantasyon, çürüme, ayrışma gibi oluşum aşamalarında tuzluluk oranları yükselebilir. Mesela azot mineralizasyonları ve organik asit oluşumları tuzlanma gelişimleridir. Organik gübre üreticileri ve solucan gübresi üreticileri mutlaka gereken ölçümleri ve ayarlamaları yaparak tuzluluk oranını dengelemeliler.
Ani EC yükselişlerine tedbirler
Doğal gübre, yapay gübre, katı ve sıvı bitki besinleri, gübre şerbeti.. Hangisi olursa olsun, yanlış kullanımda bitkilerin kökleri yanar veya kökler zarar görmese bile bitki fena halde bozulur. Birkaç tedbir tavsiyesi:
1- Fidan dikerken, fide ekerken açtığınız çukurun dibine bolca gübreli toprak yayın. Sonra onun üstüne üç-dört parmak yüksekliğinde gübresiz toprak yayın ve fideyi onun üstüne oturtarak gübresiz toprakla köklerini kapatın. Saksılarda da benzer şekilde yapmanızı tavsiye ederim.
2- Gübre toprak yüzeyinden verilecekse miktarı çok hafif ayarlayıp serpiştirerek vermek (bu usulde gübreleme iki ayda tekrarlanabilir). Bu ikinci usulü saksılarda uygulamak için en kenarlardan toprağı biraz eşeleyerek gübreyi çok az miktarda, hafifçe toprağa karıştırın.
3- Bahçe ve tarlalarda gübreyi bitkinin tam dibine vermeyip biraz uzağından vermektir ki bu zaten yaygın bir gübreleme usulüdür. Saksılarda da en kenarlardan çok az miktar uygulayarak..
4- Gübrelerden başka, salon-ofis bitkileri için üretilen ve torf adı verilen hazır topraklarda da bazen yüksek tuzluluk olabiliyor. Şöyle ki üreticiler bazen gelişigüzel bir şekilde suni gübre katarlar. Güya toprak mükemmelen besleyici olacak. Fakat genellikle ilk kullanımda bitki feci zarar görüyor. Fazlaca sulasanız bile bitkinin yaprakları susuz kalmış gibi pörsüktür ve günden güne çürür gider (bu tarif yine tipik tuz prolemini gösterir). Özel torf üreticileri torfun besleyiciliğini arttırmada güvenlice eklemeler yapmayı bilmiyorlarsa hiç yapmasınlar daha iyi. Ayrıca bu hazır toprakların tuzluluğu serin ortamda daha ölümcül etki yapıyor. Örneğin antoryum gibi sert ve sağlam yapraklı bitkilerin yapraklarında kararmalar, kendiliğinde yarılmalar ve yırtılmalar oluyor. Kökler tamamıyla çürüyor.
5- Toprağı mutlaka süzek ve havadar hale getirin. Süzek olmayan topraklarda kendiliğinden sürekli tuzlaşmalar olur ve kendiliğinden yükselir. Üstelik bu tuzlaşmalar bitkilerin işine yaramaz. Toprakta tuzlaşma olmasa bile, verilen gübrelerdeki tuzlar ve diğer madeler süzekliği kötü olan topraklarda değişime uğrayarak bu şekilde de tuzlaşma artar. Hem birikme, hem artma söz konusu.
Toprağın EC derecesini ölçen cihazlar
Bu konuda ayrıntılar çok fazla. Bitkiden bitkiye değişiyor. Toprak özelliğine göre değişiyor. Havanın sıcaklığına göre değişiyor. Dolayısıyla her farklı şart için EC derecesi değerini en elverişle düzeyde tutmak gerekir. Yani toprağın EC derecesi bitki türünün tolere edeceği değerin biraz düşüğü ise sorun olmaz. Ve sonuçta EC ölçer cihazı satın almak şart gibi. Ama herkes için değil, seri üretim yapanların profesyonellik gerektiren bitki üretme-geliştirme çalışmaları için lazım.
Suyun EC derecesi ile ilgili iki mesele
Önce su içinde yetişen bitkilere gereken EC derecesine bakalım. Çok temiz su için (bitki besini katıldığında) EC derecesi 0.5 ile 1 arasında olması iyidir. Fakat su bitkileri hakkında bilgi verenler suyun tuzluluk ve berraklık derecelerini aynı şey zannetmekte. Mesela tuzluluk için ppt ve ppm gibi terimleri kullanır ve uygun olanı 50 derler, 100 derler, 300 derler. Oysa ppm birimi suyun tuzluluğunu değil, ne kadar temiz, ne kadar berrak veya ne kadar saf olduğunu belirtmek için olan ölçü birimidir. 1 ppm milyonda bir yabancı madde partikülleri var anlamındadır. Mesela içme suları için ppm 1000’in altında ise iyidir. Saf su isteyen bitkiler için ppm 100’ün altında olmalıdır. Bu sadece suyun saflığa yakınlık derecesidir. EC derecesi ile alakası yoktur.
Diğer bir mesele: Musluk suyunu dinlendirmeden, tortusunun dibe çökmesini beklemeden çiçeklerinizi sularsanız toprağın EC deresinde yükseliş oluyor. Suya bitki besini karıştırsanız yine EC yükselir. Onun için besin karıştıracağımız suyun mümkün olduğunca yabancı maddelerden arı olması gerekiyor ki onunla çiçeklerimizi suladığımızda toprağın EC değeri aşırı yükselmesin.
Son söz
EC değerinin hiç olmaması (gerçi pek mümkün değil) veya fazla düşük olması iyi değil. Gereğinden fazla yüksek olması da iyi değil. Ama öte yandan, aynı saksıda aynı toprakta yetişen iki ayrı tür bitki aynı EC derecesinden farklı etkilenebiliyor. Biri mutlu olurken diğeri strese girer.
Benzer konular:
Tuzlu toprakların ıslahı ve uygun bitkiler
Toprağın, suyun pH derecesi
Toprakta ec 7.4 olarsa çilek yetiştirmek mümkün mü?
***
Hayır. En iyi verim 1 ile 3 arasında olur. Toprağın niteliğine göre 4’e kadar sorun olmaz. Fazlasında toprakta biraz fazla ısınma olduğunda kökler ve yapraklar tümüyle aniden çürürler.
Salon bitkilerinde suyun ec ve pH kaç olmalı aşağı yukarı? Her bitki farklı olur tabii ki ama stabil gelişme için..
***
Isı derecesi ve esinti bunlardan daha fazla önem taşır. Suyun/toprağın pH derecesi 6.5 ile 7.4 arasında olması idealdir. EC ise 0.6 ile 1 civarlarında olması güvenli derecelerdir.
Şebeke suyunun arıtma tesisi ölçümünde ec değeri 250 olarak verilmiş. sizin 0-2 arası olması lazım dediğinizden çok uzak. Dinlendirsek bile sorun teşkil etmez mi? Birim farkı mı var acaba 0.250 mi demek istemişler? Sizin 0-2 arası dediğinizin birimi nedir? Siemens / santimetre mi?
***
Sanıyorum o rakam ec değil, ppm birimine göredir ve tuzluluğu göstermez. Sudaki partiküllerin oranını milyonda olarak kastediyor. 250ppm demişlerse içme suyu olarak çok iyi demektir. İçme suyu olarak 1000ppm’nin ne kadar aşağısında ise o kadar iyidir.
EC ise topraktaki veya sudaki partikül miktarını değil, elektrik iletilirliğinin ölçüsüdür (bununla tuzluluk miktarı anlaşılır). Birim ölçüleri deciSiemens per meter (dS/m) ifadesi ile verilir. Yani 2 aslında 2ds/m olarak yazılması gerekir.
Sondaj suyunun ph 6.81 (25°C) ve Ec 0.41 mS/cm.. Meyve bahçemde kullanıyorum. Fikriniz nedir?
***
Fikrimi soruyorsanız, bilmiyorum. Etraflıca bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak yanlış bir şey. Aslında mesele şu ki suyun analizi yetmez. Toprağı da analiz ettirmeli ve sonuçları bölgenizin ziraat ofisindeki ilgili kişilere danışmanız gerekir. Belki özel bir toprak düzenleyicisi tavsiye ederler, belki ağaç türlerinizin ihtiyacına ve toprağınızın ve suyunuzun özelliğine göre hangi gübreyi ne miktar kullanmanız gerektiğini söylerler. Yani hangi meyve ağacının hangi düzey tuzluluğa uyumlu olduğu da çok önemli. Ve hangi durumda hangi gübreyi kullanmanız gerektiği..