Burada Asena hakkındaki iddialarıma inanmak zorunda değilsiniz. Zaten ben de yüzde yüz illa böyledir diye iddia etmiyorum. Sadece, kendimce bir gerçeklik payı gördüm. Belki doğru.. Belki yanılıyorum. Ama en azından bir hikaye gibi, bir masal gibi okuyabilirsiniz. Yazı içinde bahsettiğim melezlikler bilimsel gerçeklerdir. Bilimsel gerçeklerden dolayı zaten ben o kanıya vardım.
Günümüzde koskocaman suratlı insanlar: Hastalıktan değil, şişmanlıktan değil. Kemik yapısı itibarıyla.. Sebep, genlerimizde şimdi nesli tükenmiş olan Homo neanderthalensis insan türünden melezlikler taşımamızdır. Bizim “safkan” örneklerimiz dünyada sadece Afrika kıtasının iç, orta, ücra yerlerinde yaşıyor.
Taşıdığımız Neandertal genleri ortalama %1,5 kadar. Bazılarımızda biraz daha az, bazılarımızda biraz daha fazla.
Bazılarımızda şu özelliklerden biri veya birkaçı işte o genlerden kaynaklanır: Kapkalın kemikler, devasa eller, uzunlamasına kocaman ve genişçe surat, basık alın, iri dişler, kocaman açılan ağız.. Kızıl saçların ve tip 2 diyabet hastalığının da onların miraslarından olduğunu söylerler.
Avrupa ve batı Asya insanlarında genelde Homo neanderthalensis melezliği.. Daha doğu yerlerde buna ilaveten ayrıca Homo denisovan melezliği var. Kesişim yerlerinden biri Altay Dağları’dır. Bu tip melezliği %7 gibi yoğunlukta taşıyan insanlar Papua Yeni Gine ve daha doğudaki tropikal iklim kuşağı adalarında yaşıyor. Ana Uzakdoğu’da da bazı yerlerde yaygındır.
İlk melezlikler
Biz insanların atalarından ilk melez insanlarda diğer insan türlerinin genleri şimdi bizlerde olduğu kadar az değildi. O melezlerin ve nesilden nesile melez torunların görünümleri (fenotipleri) şimdikinden oldukça farklı idi. Homo sapiens insanların daha büyük çoğunluğu oluşturması ve diğer türlerin nesillerinin tükenmesi.. Ayrıca doğal seleksiyon sebebiyle diğer türlerin genleri zamanla azalmıştır. Diğer türlerin nesilleri tükenmiş olsa bile, ilk melezlerin farklı görünümleri nesilden nesile binlerce yıl devam etmiştir. Nihayet belki bin yıldır artık o çok farklı tipler yok. Günümüzde örneğin Homo neanderthalensis genleri bizim genlerimizin ortalama %1,5 kadarını oluşturur. Bu oran bile yüksek.
Asena efsanesi: Bir gerçeklikten kaynaklanmıştır diye düşünüyorum. Farklı görünümü fazla değişmemiş melezlerden bir kadın, daha fazla kıllı, tam etobur, koca dişli, çok fazla kuvvetli.. efsanede kurt diye yerleşmiş. Kısaca, Asena’nın Homo neanterthalensis veya Homo denisovan türü ile bizim türümüz (Homo sapiens) arasında bir melez kadın olması büyük ihtimal. Yani dişi kurt değil. Yoksa elbette bir insanın bir kurttan çocuk yapması imkansız. Farklı türler arasında bir insan kadın. Bundan olan çocuklar (Türklerin ilk ataları) kas gücünü diğer melez tür atalardan, akıllarını ve kemik yapısı itibarıyla daha çevik olmak gibi özelliklerini ise Homo sapiens’ten almış olsa gerek.
İlk melezlerin farklı görünümlerinin günümüzden birkaç bin yıl önceye kadar devam etmesi: Orta Avrupa’da ve Kafkaslarda birbirine çok benzer halk efsaneleri var. Avrupa’daki: Kıllı orman adamlarının kadınları cinsel amaçla kaçırmaları.. Kafkaslarda ise, kıllı orman adamlarının insanları avlayıp yemeleri..
Ve İtalya’daki Romulus ve Remus kardeşler efsanesi:
İki bebek ormana terk edilmiş. Onları dişi bir “kurt” emzirerek hayatta kalmalarını sağlamış. Bu da muhtemelen kurt değildi: Fazla kıllı, iri dişli melez bir kadın idi. Ama o da efsanede Asena gibi dişi kurt diye yer almış.