Çay bitkisi üzerindeki körpe yapraklar dünyada sudan sonra en çok içilen çayın hammaddesidir. Yaprakları körpelik kalitesine göre farklı amaçlarla toplarlar. Aşağıda bu bitki türü ile ilgili konuları detaylarıyla anlatmaya çalıştım.
Genel özellikleri
Çay bitkisi Theaceae (Çaygiller) familyasının Camellia cinsindendir. Bizim çay içeceğimizin ham maddesi Camellia sinensis türünün yapraklarıdır. C. sinensis bütün yıl yeşil yapraklıdır. 5m (veya kültivarına göre 15 metre) kadar yükselen küçük ağaç ve büyük çalı biçimlerinde gelişir. Oldukça güçlü kazık kökü olan bir bitkidir. Ana vatanı doğu ve güney-doğu Asya’dır.
Camellia sinensis tek başına tek özellikli has bir türden ibaret değil. Çeşitli kültivarlara ayrılır. En çok yaygını Çin tipi küçük yapraklı Camellia sinensis var. sinensis kültivarıdır. Kış soğuklarına en fazla -12C dereceye kadar çok zor dayanır. İdeali -7C dereceden daha ağır soğuk olmamasıdır. Diğeri iri yapraklı Hint tipi siyah çaydır (Camellia sinensis var. assamica). Dondurucu soğuğa hiç dayanıklı olmadığı için her yerde yetişmez. Bu iki tipten başka ayrıca Camellia sinensis var. sinensis varyetesinin bazı özel kültivarları var.
Çay bitkisinin sağlıklı yetişmesi için toprak pH derecesinin ideal ölçüleri 4.6 ile 7.5 aralığıdır. Yani pH bakımından asitli ve nötr topraklar uygundur. Çürüntülü ve humuslu orman toprağında veya humuslu ve süzek arazi topraklarında yetiştirilmesi tavsiye edilir. Fakat Rize’de oldukça yoğun killi ve humus fakiri kırmızı topraklarda çay bitkilerinin gayet iyi yetiştiğini gördüm.
Çay bitkisi tarımı
Endüstri bitkilerinden olan çay yetiştiriciliği en çok tropikal ve subtropikal iklim kuşağında yapılır. Bu iklimlerde her çay kültivarından yetiştirirler. Bunların dışında yani kışın hafif don olaylarının mutlaka olduğu yerlere ancak Camellia sinensis var. sinensis kültivarı ve birkaç özel kültivar uygundur. Yani “üzerine kar yağan çay yetiştiriciliği” sandığınız gibi Türkiye ile sınırlı değildir. İngiltere’de Cornwall, İskoçya’da Perthshire, ABD’de Washington, Kanada’da Vancouver Adası, Türkiye’de Rize ili ve yakın çevresinde ve Gürcistan’da çay tarımı arazileri kışın kar yağan yerlerdedir.
Türkiye’de Rize’den sonra Ordu ve Giresun yıl içi yağış dağılımı açısından çay tarımına en uygun yerlerdir. Çay tarımı yapmak için kış soğuklarının hafif geçmesi yeterli değil. Yıllık toplam yağış miktarının 1270mm altına düşmemesi ve en az yağışlı aylarda yağışların 50mm altına düşmemesi gerekiyor. Çay bitkisi güneşli ve açıklık yerleri sever. Deniz seviyesinden ne kadar yüksek dağlık tepelik yerlerde yetişirse aroması o kadar iyi olur.
Türkiye’nin çay üretiminde dünyadaki yeri
Son derece küçük bir bölgede (Rize ve yakın çevrelerinde) çay tarımı yapmamıza rağmen Dünya’da en çok çay yetiştiriciliği ve dışa satım yapan ülkeler arasında Türkiye olarak 5. sıradayız. Görünüşe göre sınırlı bir iki küçük ilde yetiştiriciliğini yaptığımız halde ve tropikal bölgeler gibi tüm yıl gelişim-hasat sağlayamadığımız halde bu büyük başarıyı neye borçluyuz?
Haritada bölgeyi küçük gibi görürüz. Fakat çok sık vadiler – dağlar bölgesi olan Rize ve çevresi inişli çıkışlı arazileriyle haritadaki görünüşe göre çok daha fazla çay tarımı arazilerine sahiptir. Bir akordiyon yapı düşünün. Yani eğer tüm çay tarlaları dümdüz bir ova halinde yan yana gelse, belki Rize ilinden yirmi misli fazla genişlikte yer tutar. Ayrıca çay tarımı ile geçinenler çoğu yerde kapılarının eşiklerine kadar her toprak parçasını çay fidanlarının ekimi için değerlendirir. Hatta öyle insanlar var ki sebze – bostan alanı olarak evlerinin çatılarını kullanır. Dolayısıyla bağ, bahçe, bostan, tarla olabilecek her parça toprağında çay yetiştiriyorlar. Ve böylece mümkün olan en yüksek verimi elde ediyorlar.
Rize çayı ve organik çay
Dünyanın tek organik çayı olabilecek çay Rize Çayı derler. Fakat bu kolayca mümkün olacak gibi basit bir şey değil. Herhangi bir bitkinin organik tarımının yapılmasının şartları var. Hiçbir parazit ilaçlaması yapılmamalı, çevresinde sanayi tesisleri ve karayolları olmamalı. Ayrıca sadece organik gübre kullanmak gerekiyor.
Çay yetiştiriciliğinin ekosisteme zararları
Tropikal ve subtropikal iklim kuşağında çay yetiştiriciliği birçok bitki paraziti ilaçlamalarının düzenli kullanımını gerekli kılıyor. Yapay gübreler de bol bol kullanılır. Bunların ekosisteme verdiği tahribat olağanüstü yüksek boyutlardadır. Zaten çay bitkisi tarımı için doğal bitki örtüsü yok edilmiş ve o bitki örtüsünün barındırdığı birçok canlı türü de oralardan yok olmuştur.
Rize’de de durum pek farklı değil. Çay tarımı yapılan yerlerde nitratlı yapay azot gübreleri kullanıyorlar. Pekçok bitki türü o gübre yüzünden varlığını sürdürememiş ve bölgeden yok olup gitmiştir. Yağışlarla gübrenin akıp derelere karışması birçok dere canlısını da zehirleyip yok etmiştir. Çay tarımı için Rize civarlarında neredeyse hiç orman ve maki alanları bırakmadılar. Böceklerden derelerdeki su canlılarına, kuşlardan toprak içi canlılarına ve ormanlarda barınması gereken her çeşit canlı türlerine kadar. Ne kadar canlı türü varsa bunların pek çoğu artık o civarlarda yok olup gitmiştir.