Dut ağacı, Morus türleri

Anadolu’nun en yaygın ve en sevilen meyve ağaçları dut hakkında doğru ve kapsamlı bilgiler bulmak mümkün değil. Burada sizin için elimden geldiğince faydalı bilgiler vermeye çalıştım. Hangi dut nasıl çoğaltılır, köklendirme nasıl yapılır, aşılama vesaire durumları ve saksıda yetiştirme bilgisi.

Meyveli ve yapraklı dut ağacı dalları

Dünyada dut türleri ve çeşitleri bakımından en zengin ülke Türkiye’dir. Belki ağaç sayısı itibarıyla olmasa bile tür, çeşit, hibrit, kültivar çokluğu açasından Türkiye açık ara öndedir. Şimdi buradan şunu anlamalıyız: Tohumdan fidan üretirsek, her yerde çeşit çeşit dutlar olduğu için, bu tohumlardan has türler ya da makbul çeşitler gelişemez, yani kesinlikle melez olacaklardır. Makbul dutların kaybedilmemesi için aşı ile ya da çelik ile çoğaltılmaları gerekir. Tohumla fidan üretimini ise ancak makbul dutları aşılayacağımız fidanlar olarak düşünmemiz gerekir.

Dut fidanı üretim amaçları

Türkiye’de dut ağacı yetiştiriciliği büyük çoğunlukla meyve amaçlıdır. İkinci sırada ipekböcekçiliği (sericulture) amaçlı yetiştiricilik geliyor. İpek böcekçiliği deyince akla hemen Bursa gelir. Oysa bu iş Ermeni Tehciri’ne kadar Doğu Anadolu’da da pekçok yerde yapılırdı. Şimdi son yıllarda Tunceli çevrelerinde tekrar başlandı. Dut fidanı üreticiliğinde üçüncü sıradaki amaç parklara, yol kenarlarına süs ağacı temin etmektir. En makbulü çınar yapraklı dutlardır. Bunların yaprakları iri ve pırıl pırıl parlak olur. Fidan üreticiliğinde sadece erkek fidanlar üretiliyor. Çünkü amaç yemyeşil parlak yapraklı süs ağacı olmalarıdır. Dişileri istenmez çünkü meyve verir ve dökülen meyveler çevrede yoğun kirlilik oluşturur. Süs dutlarını genelde her yıl tüm dallarını budarlar. Ortada sırf uzun bir kütük gövde kalır. Ağaçlar ilkbaharda yeni dallarını gürce uzatır, yaz ortasına kadar tekrar güzellik kazanırlar.

Başlıca ana türler

Bitkiler aleminde Moraceae (Dutgiller) familyası birbirleriyle alakasız gibi görünen pekçok bitkileri içine alır (incirler, kauçuklar dahil). 38 temel cins altında en az 1100 farklı türü kapsar. Temel cinslerden biri olan Morus (Dut) cinsi ise net olarak kabul edilmiş 19  türe sahiptir. Ve bunların alt türleri veya doğal hibritleri de tür sayılırsa sayı üçe dörde katlanır. Dahası, makbul dutların her birinin çok sayıda çeşitleri var. Tümü kışın yaprağını döken ağaçlardır.

Bütün bu karmaşa içinde bazı bitkibilimciler tüm dut türlerinin aslında Morus alba türünün alt türleri olduklarını iddia ederler ki bence mantıklı. Ve Morus cinsinin M. alba’dan sonra ikinci tek türünün Morus australis olduğunu söylerler. Fakat yaygın görüş, temel ana tür olarak başlıca üç dut türü ön planda ele alınır: Beyaz, kırmızı ve siyah.. Fakat bu renkler bildiğimiz meyve renklerine göre değil, pasif filiz gözlerinin renklerine göredir (wikipedia bilgisine göre). Çünkü zaten her üçünün farklı renklerde meyve veren çeşitleri var.

Dut ağaçları dişisi erkeği ayrıdır: Erkek dutlar meyve vermez. İstisnalar dışında, büyük çoğunlukla dut ağaçlarının dişisi erkeği ayrı ayrı olur. Aynı ağacın hem erkek hem dişi olduğu istisnalarda bile erkek ve dişi çiçekler ayrı ayrı gelişir. Meyve olacak çiçekler minicik dut meyveleri halinde belirir ve üzerindeki her nokta aslında mini bir dişi çiçektir. Erkek çiçekler, ayrı mini-ince salkımlar halinde, aşağı sarkık toplu çiçeklerdir. Meyveler ise, aslında birçok mini meyvenin birleşik halidir. Ve bizim meyve dediğimiz toplu parçanın büyüklüğünü mini meyvelerin sayısı belirler.

Morus alba (beyaz dut)

Ana vatanı Çin ve Hindistan dolaylarıdır. Başka memleketlerde kolayca doğal bitki örtüsüne geçer. Yani dökülen meyvelerinin toprağa karışan mini çekirdeklerinin çimlenmesi ve hayata tutunması gayet kolaydır. Henüz ilk birkaç ayda bile kökünü 15cm gibi derinlere indirir. Bu sayede kolay kolay ölmez. İpekböcekçiliği için gereken dutlar bu türdendir. Diğer tür dutlarla kolayca melezleşir. Bu özellik aslında diğer türlerde de var. Böylece meyveleri pembemsi beyaz, morumsu beyaz, meyve lezzetleri de farklı farklı dut ağaçlarını her yerde görebiliriz. Esas beyaz dut ağaçlarının meyveleri normal tatlılıktadır. Mayhoş olmaz. Fazla aşırı tatlı da olmaz. Eğer meyveleri mayhoş (ekşi) ya da aşırı tatlı oluyorsa o beyaz dut mutlaka melezlik taşıyordur. Beyaz dutun kendine has orta tatlılığı, sade lezzeti insanı asla baymaz ve tadına doyum olmaz. Yapraklar parlaktır. Morus alba ipekböcekçiliği için tek ağaç türüdür (bu amaçta yaprakları kullanılır). Kore’de yapraklarından çay yaparlar ancak sağlık için çeşitli zararları var ve asla tavsiye edilmez.

Morus alba meyveleri dut kurusu yapmaya uygundur. Doğu Anadolu’da Ermeniler zamanından kalma (ipekçilik amacıyla yetiştirdikleri) beyaz dut ağaçlarını gençliğimde 80’li yıllarda görmüştüm. Sahipsizce koskoca ağaç olmuşlardı. Dökülüp kuruyan meyveleri kuru dut olarak gayet güzeldi. Kendiliğinden kurumuşlardı. Oysa Didim’de benim bahçemde daha tatlı dutlar kururken ekşiyor. Sebep tahminimce buralarda geceleri havanın yoğun nemli olmasıdır.

Moros rubra (kırmızı dut)

Kuzey Amerika Kıtası’nın orta ve doğu kısımlarına has bir tür, fakat insanlar bütün dünyaya yaymışlar. Yaprakları parlak olmaz. Yaprak alt yüzleri yoğun tüylüdür. Küçük fidanlarda yapraklar incir yapraklarının biraz küçük, mat ve metalik yeşil renkli benzerleridir. Yetişkin ağaçlarda yapraklar düz yapılı ve daha yeşil olur. Ağacın gövdesi dış yüzeyi incir ağaçlarınınki gibi gridir. Meyveleri tam olgunlaşınca ya kıpkırmızı ya da koyu mor olur. Lezzeti, aroması iyidir. Köklerini yoğun bir şekilde toprak yüzeyinde geliştirme özelliğine sahiptir.

Morus nigra (kara dut)

Ana vatanı İran, Mezopotamya, Doğu Anadolu ve Kafkasların güneyi bölgesidir. Yaprakların üst yüzeyleri dokununca sert dokulu hissedilir. Çünkü kısacık sert tüylerle kaplıdır. Meyve lezzeti, aroması beyaz dutlardan daha yoğundur ve daha fazla beğenilir. Hem tatlı hem mayhoş meyve verenlerine urmu dut derler. Tam olgunlaşmış, odunlaşmış dalları tatlı bir tarçın rengindedir. Islanınca rengin güzelliği iyice ortaya çıkar. Hafiften kızılımsı hardal sarısı ya da kızılımsı zerdeçal rengi kökleri çevrede çok geniş bir çevreye toprak yüzeyinde gelişir ve nematod parazitlerine beslenme, üreme imkanı sağlarlar. Bu açıdan kötü. Kış soğukları şiddetli olmayan yerlerde nematod problemi kaçınılmazdır. Böyle yerlerde kara dut veya urmu dutları nematodlardan etkilenmeyen ya da köklerini toprak yüzeyine hiç yaymayan dut türleri üzerine aşılamak gerekir.

Bahçemde bunun bir melezi var. Meyveleri genelde beyaz, bazıları pembemsi morumsu beyaz oluyor. Hayatımda yediğim en tatlı dut. Hiçbir mayhoşluğu yok. Aşırı tatlı. Birkaç tane yiyince insanı bayıyor. Pekmez yapmaya tam uygun. Tarçın rengi dalları çok güzel.

Morus macroura (uzun dut)

Doğu Asya’dan Pakistan civarlarına kadar bölgelere has bir dut türü olup ayrıca daha güney Asya, hatta tropikal kuşakta da yetiştiriciliği yapılır. Meyveler uzun-ince yapılıdır. Meyve renkleri çeşitlerine göre beyaz, pembe, kırmızı ve çok koyu kırmızıdır. Ağaçları büyüdükten sonra dallarını güzelce çevreye sarkık uzatır.

Çeşitli kültivarlar

Bunlar sayısız çokluktadır. Bazıları çok fazla sevilir.

Urmu dut

Aslında kara dutun ta kendisidir. Ama genelde lezzeti daha iyi olan çeşitlerine urmu derler. Lezzeti hem güzel bir mayhoşluktadır (ekşimsidir) hem de çok fazla tatlıdır. İşte bu tip özel lezzete sahip olan kara dutlara urmu dut derler. Bütün dünyada sevilen, aranan bir duttur. Meyveler biraz yuvarlakça olur. İngiltere’de iki ayrı kültivarı geliştirilmiş olup ikisinin de fidanlarını özenle çoğaltır, kaybetmemeye çalışırlar.

Avusturya yediveren dutu

Hakkında doğru bilgi bulmak zor. Dış kaynaklarda adı Australian, Aussie, Austurkey olarak geçmekte. Bir uzakdoğu dutu olan Morus australis türü ile hiçbir alakası yoktur. Karıştırmayın.

Bildiğimiz dutlardan fark edilemez. Ancak kışın ocak ayında filizlenmesiyle, uyanmasıyla farkını anlarsınız. Sonra, ilkbaharda nisan ayında meyvelerinin olgunlaşmaya başlamasıyla! Düşünün, diğer dutlar henüz yeni uyanıyor, ama bunun meyveleri neredeyse olgunlaşmak üzere. Ve diğerlerinin mini yeşil filizleri henüz yaprak bile geliştirmemişken Avustralyalı’nın meyvelerini yemeye başlarız.

Sanıyorum tropikal memleketlerde de yetişen uzun dut ile bildiğimiz kara dut arasında melez (hibrit) bir dut çeşididir. Meyveleri diğer dutların meyvelerinden daha iricedir. Meyveler önce güzel kırmızı iken tam olgunlaşınca neredeyse simsiyah olurlar. Lezzeti normal dut aromalarından uzaktır, mayhoş ve az tatlıdır ama çok beğenilir. Yalnız, pekmez yapmaya hiç elverişli değildir. Urmu dut ile apayrı, farklı tadı var. Bu dut saksıda yetiştirmeye de uygundur. Küçücük haliyle iki karış boyuyla bile kendisini tüketircesine bol bol meyve verir. Kış ortasında erkenden uyanır ve nisan ayından itibaren, diğer dutların filizleri yeni uyanıyorken Avustralya dutu meyvelerini insanlara sunmaya başlar. Esas lezzeti mayısta olur. Fazla serinde meyveler tam olgunlaşsa bile lezzeti düşük kalıyor.

Avusturya yediveren dut meyvelerinin tümü birden bire olgunlaşmıyor. Yani birkaç hafta boyunca sürekli sizi doyurur. Meyvesi biten dalları kısaltırsanız yan dallar verir ve yan dallar ilkin yine meyve vererek gelişir, tekrar meyve verirler, uzamaya meyvesiz devam ederler.

Ters dut

Bulabildiğim bilgilere göre bu dut ağaçlarının iki çeşidi var:
Morus alba ‘Pendula’ meyve verir, dişidir. Meyveleri kırmızı ve lezzetlidir ve verim de yüksektir. Çin kökenlidir. Normalde pek uzamaz, yerlerde sürünür. Biraz müdahale ile en fazla 2 metre yükselen, bodur, küçük yapılı dut ağaçlarıdır. (missouribotanicalgarden.org bilgisi)
Morus alba ‘Chaparral’ ise erkektir ve meyve vermez. Kökeni bilinmiyor. ABD’nin güney batısı ve Kaliforniya civarlarında tanınmış ve sonra 1970’li yıllarda tüm ABD’de moda olmuş. (oregonstate.edu bilgisi)

Ters dutların fidan üretimi, yerlerde sürünen acayip bir şey olmaması için, sadece aşılama yoluyla yapılır. Yeterince uzamış, dimdik güçlüce duracak kadar da kalınlaşmış herhangi bir dut fidanının tüm yan dallarını yok eder ve tepesine ters dut aşılarsınız. Ters dut fidanları böyle üretilir. Aşı yapacağınız fidan en az iki metre boyunda olmalı ve aşıyı tam tepeye yapmalısınız.

Tüm dut ağaçlarının iklim uyumları

Erzurum’dan Alanya’ya Türkiye’nin her yerine uygundurlar. Urmu dutlar sanıyorum Akdeniz ikliminde düşük rakım yerlerde gerçek lezzetini vermez çünkü buralarda karadutun sevdiği serin yaz geceleri mümkün değil. Beyaz dut, Morus alba 4000 metre gibi çok yüksek rakım karasal iklim bölgelerine bile uyumlu olacak kadar şiddetli donmalara uyumluluğu tamdır. Gerçi Türkiye’de o kadar yüksek yerlerde yerleşim merkezlerimiz yok. Yani Ağrı Dağı’nın tepelerinde yaşamayacağımıza göre.. Sonuçta, diğer dut türleri de Erzurum, Ağrı ilerimize bile uygundur. Fakat Avustralya yediveren kara dutları kışın uyanma özelliğinden dolayı Akdeniz iklimine ve Karadeniz iklimine uyumludur. Ankara’da ise yüksek tepelik açıklık yerler dışında, şehir içi yerlerde sorun çıkmaz.

Bahçede ağaçları doğru şekillendirin

Dutlar genellikle hızlıca yukarılara doğru dallar uzatır. Ve ileriki yıllarda meyve toplamanız güçleşir. Kapkalın dalları budasanız, genelde kesik yer yıllarca öz su akıtır. Onun için fidan henüz gençken doğru şekillendirin. Her şekli almaya uygundur. Mesela 2metre yüksekten dalları her yöne, yere paralel şekillendirin. İki üç yıl sizi uğraştırır. Yani bağlayacaksınız edeceksiniz.. Destekler, ipler.. Ama dallar o şekilde kalınlaşınca, artık hiçbir destek, bağ istemez. Bundan sonra size düşen şey her yıl şekillendirme budamaları yapmaktan ibaret kalır.

Dut toplamayı Anadolu’da rastgele gelişmiş koca dut ağaçlarının dallarını kuvvetle silkelemekle, meyveleri dökmekle yaparlar. Halbuki meyveleri dalından yemek ya da dallarından “olgunları seçerek” toplamak çok güzeldir. Hem böylece hiçbir meyve ısraf olmaz. Yani silkeleyince ham meyveler de dökülüp ziyan oluyor. Birçok dallar kırılıyor. En iyisi, en güzeli fidanınız henüz gençken doğru şekillendirmenizdir.

Budamalar

Dut ağaçları her türlü budamayı tolere etseler de kalın dalları budamak genellikle birkaç yıl özsu sızıntısına yol açar. Bu yüzden genç fidanken nihai şekillendirmeyi sağlayın ki sonradan sadece ufak tefek şekillendirme budamaları yapasınız. Meyve verimi ağacın yeni filizleriyle olduğundan, budamalar olsa olsa meyve sayısına etki eder. Budama zamanı ise sonbaharda yapraklarının yarısı döküldüğü zamandır. Avustralya yediveren dutlarını ilkbahar meyveleri tükenince budayabilirsiniz. Böylece hızlıca yeni dallar geliştirir ve onlar sayesinde tekrar meyve verir.

Saksıda dut yetiştirmek

Böyle bir şeyi kim niçin ister, zor işe niçin kalkışır, merak meselesi yani kişisel ilgi meselesi. Bu konuda benim tavsiyem (bana göre uğraşmaya değer olan) Avustralya yediveren kara dutlarıdır. İlkbahar başında üzerleri kırmızı meyvelerle tıklım tıklım dolu olur. Güzelliği muhteşem. Üstelik meyveler büyüdükçe dallar aşağı sarkar. Sonra birkaç hafta boyunca o dutlar sırasıyla olgunlaşır dururlar. Gider gelir olgunlaşanları yersiniz. Haftalar sürer. Meyveler bitince dallar yine dikleşir. Bu sırada istediğiniz gibi (canınız nasıl isterse o şekilde) budayın. Yeni dallar geliştirip yine meyve vermeye girişecektir.

30cmx30cm ebatlarında büyük saksı kullanın. Nasıl toprak hazırlayacaksınız? Burası zor. Çünkü dutlar toprakta bazı elementler eksik olursa bağışıklık sistemleri çöküyor. Böyle olunca da fena halde bitlenir ve çeşitli mantar hastalıklarına yakalanır, ölür giderler. Onun için toprak tavsiyemi ciddiye alın ve elinizden geldiğince bu tarifimin benzerini yapmaya çalışın.

İşte uygun bir formül: 1 ölçü doğal arazi kırmızı killi temiz toprak + 1 ölçü yüksek kaliteli siyah torf toprak + 1 ölçü iri taneli (3-4mm) temiz dere kumu veya kuvars  kumu + 1 ölçü ponza taşı veya kil bilyeleri + 1 ölçü yanmış çiftlik gübresi veya solucan gübresi. Hepsini güzelce harmanlayın, saksıya doldurun. Bu karışımda bir dut fidanının ihtiyacı olan her şey eksiksiz vardır.

Üretim yolları

Dutlar tohumdan kolay yetişen ve hızlı büyüyen ağaçlardır. Ben bahçemden her yıl yüzlerce mini dut fidanı yok etmekle uğraşıyorum. 2 metreyi aşıp bolca dallanıp budaklanmasından sonra olgunlaşmış olurlar ve dişileri artık her yıl meyve verir. Fakat bu tip üretimde sonuç şansa kalmıştır. Çünkü ne tip meyve verecek, yani meyvelerin lezzet niteliği nasıl olacak, bunun hiçbir garantisi yok. Ayrıca fidanların bir kısmı dişi bir kısmı erkek olur. Erkekler meyve vermez. Ama hiç canınızı sıkmayın çünkü dutlarda aşılama (ama özellikle göz aşısı) hem kolaydır hem de başarı şansı her defasında “yüzde yüze yakın” yüksektir. Hiç tecrübesi olamayan birisi bile dut ağaçlarında göz aşısını denese, aşı tutar. Yeter ki bahçenizde büyümüş bir dut fidanınız olsun.

Göz aşısı ile fidan üretimi

Dutlarda göz aşısı en uygun aşılama yoludur. Öyle ki, çoğu ağaçlarda göz aşısı yapmak için ağacın tüm dallarını yok etmek gerekir (yoksa ağaç yabancı parçayı beslemek istemez, çünkü kendi dalları var). Ama dutlarda öyle değil. Çok dallı bir dutun herhangi bir dalına aşı yapınca ağaç kabul ediyor, o gözü besliyor. Sonuçta o göz yeşerir, dallanır, budaklanır. Bu şekilde, bir ağaçta iki üç farklı dutlar elde edersiniz. Bizzat denemişimdir.

Aşı için elbette bir dut fidanınızın olası lazım. Ve konu komşuda, çevrede beğendiğiniz bir dut ağacından bir parça alacaksınız. Ve aşılayacaksınız. Göz aşısı zamanı, en uygun zaman, sizin ağacınıza göre değil, parça alacağınız ağaçta taptaze ama tam olgunlaşmış dalları olduğu zamandır. Bu zaman ise mayıs sonu ile temmuz başı arasında değişir. Elinizden geldiğince tariflere uygun davranın. Yüzde yüz gibi kesinlikte tutacaktır. Nasıl yapacaksınız, ayrıntılı bilgiler ⇒ göz aşısı sayfası‘nda.

Dutlarda kalem aşısı vesaire diğer aşılar ise ilkbahar başında yapılmalıdır. Bu usullerde dikkat edeceğiniz en önemli hususlar ⇒ şu sayfada açıklanmıştır. Gerisi kolay.

Çelik ile fidan üretimi

Ağaç uykuda iken, kış aylarında deneyin. Kasımdan marta kadar uygun zamandır. Kış mevsiminin ilk yarısında parmak kalınlığında, biraz daha ince, 30-40cm dallar ayarlamanız uygundur. Ama kış sonunda deneyecekseniz kurşunkalem kalınlığını geçmeyen dallardan deneyin. Avustralya dutlarında ise aralık ayının başı uygundur. Çünkü bunlar ocak ayında uyanıyor. Çelikler genelde kolayca köklenir. Çelikler kurşunkalemden ince ve 15-20cm gibi uzunlukta olsun (daha ince daha kısa çelikler de uygundur).

Yazın sıcakta köklendirme: Beyaz dutlarda ve Avustralya kara dutlarında uygundur. Urmu kara dutlarda olmaz. Yaz aylarında, yeni sezonun ürünü, yani ilkbaharda sıfırdan gelişip uzamış, iyice olgunlaşıp sertleşmiş kalın güçlü dalları alın. Tüm yapraklarını diplerden makasla keserek giderin. Boylarını ortalama 15cm civarlarında ayarlayın. Ekmeden önce 5-6 gün suda bekletin ki ekince toprak altında kalacak olan kısım toprağın nemi ile etkileşime girecek hale gelsin. Suyu her gün temiz su ile değiştirmelisiniz.

Çelikleri toprağa ekme detayı: Dalın en az iki filizlenme gözü toprak altında kalmalıdır. Buna ciddi önem verin. Yazın sıcakta yapıyorsanız, çelikleri sonbahara kadar direkt güneşten de sert rüzgarlardan da korumalısınız ve sık sık sulamalısınız.

Çelikleri köklendirme: Kış aylarında yapacaksanız en sağlıklısı kalıcı yerlerine direkt ekmektir. Eğer saksıda deneyecekseniz.. Ya da yazın sıcakta deneyecekseniz, bu iki durumda da steril toprak gerekiyor. Yani saf gerçek torf + perlit karışımı yapmalısınız. Sırf cocopeat de uygundur çünkü bu da tamamıyla sterildir. Veya şu sayfadaki yollarla da yapabilirsiniz: ⇒ Köklendirme toprağı

Köklenme ve sonrası: Saksıda dut dalı köklendirmede steril toprak sadece sağlıklı ve hızlı köklendirme amaçlıdır. Hiçbir besleyiciliği yoktur. Bu yüzden ilkin mümkün mertebe küçük saksılar kullanın. Kışın başlamışsanız mayıs ortasına kadar, yazın başlamışsanız sadece 8 haftalık süre yeterince köklenmiş olmaları için yeterlidir. Sonra hiç vakit kaybetmeden çelikleri esas uygun topraklarına aktarın. Ama bu işi yaparken çeliklerin kökleri köklendirme toprağından çözülmemek zorunda. Eğer kökler açığa çıkarsa, yeni besleyici toprakla direkt temas sonucu yanıp çürüme ihtimali yüksektir.

Zararlıları, hastalıkları

Dutlarda genellikle hiçbir sorun olmaz. Yani eğer açıklık, rüzgarlı, uzun süre direkt güneş alan yerlerde yetiştirirseniz hiçbir sorun olmaz. Sadece saksıda yetiştirecekseniz tehlike çok büyük. Sebep ise yanlış toprak kullanmaktır. Saksıda dut yetiştirmek, yukarıda anlattığım gibi hassas ölçülerle besleyici toprak ister. Yoksa fidanın savunma mekanizması iflas eder ve ana gövdesini çeşitli parazitler ve hastalıklar kaplar, fidan ölür.

Bahçe dutlarında her zaman değil, bazı yıllarda ilkbahar sonunda geçici olarak bazen yapraklarda hafif şiddette külleme hastalığı görebilirsiniz. Kısa sürer. Önemsemeyin. Sebep havanın bir süre durgun ve fazla nemli olmasıdır. Deniz etkisinin yoğun olduğu yerlerde görülür. Yaz sıcakları bastırınca geçer ve artık hiçbir tehlike yok.

Akdeniz iklimi bölgelerinde düşük rakım yerlerde nematod sorunu başta urmu vesaire karadut çeşitleri olmak üzere, köklerini toprak yüzeyine yakın olarak çevreye yayan dut fidanlarında olur ve genç fidanların perişan olmasına, ölmesine yol açar. Çaresi, bunları nematodlardan etkilenmeyen özellikteki dut fidanlarının üzerine aşılamaktır. Neyse ki bu problem Anadolu’nun çoğu yerinde olmaz.

'Dut ağacı, Morus türleri' hakkında sorular, açıklamalar

  1. Hümeyra, İstanbul dedi ki:

    Teşekkürler dut yazısı için,geçen günlerde size urmu dut sormuştum. inşallah diktiğimizde dönüp tekrar okuyacağımız bir yazı olacak.


Sorunuzu / Yorumunuzu Aşağıya Yazabilirsiniz.

Lütfen sorunuzu konu ile ilgili sayfaya yazmaya gayret edin.

Ön Adınızı ve şehrinizi yazın:

Sorunuzu/Yorumunuzu yazın: