Tarımda GDO fikir olarak aslında çok güzel. Fakat genetiği değiştirilmiş bitkilerin verdiği ürünler insan sağlığı için güvenlidir veya tehlikelidir konusunda çeşitli fikir ayrılıkları olduğu gibi spekülasyonlar da çok. Bu karmaşaları aşmak için daha epeyce fazla bilimsel çalışmaların yapılmasını ve zaten halihazırda devam eden araştırmaların sonuçlarının netlik kazanmasını beklememiz gerekiyor.
Genetik Mühendisliği kapsamındadır
GDO çalışmaları Bilimsel açıdan rekombinant DNA teknolojisi’dir. Hayvan, bitki, bakteri gibi canlı türlerinin çeşitli özelliklerinin nesilden nesile kalıcı olarak değiştirilmesi, geliştirilmesi, iyileştirilmesi amaçlı çalışmalardır. Bundan başka, insan sağlığı için, çeşitli ilaçlar ve hormonlar üretiminde de ciddi öneme sahip bir bilim dalıdır.
Hayvancılıkta uygulanması bana korkunç geliyor. Mesela yumurtadan yeni çıkmış bir civcivin 30 günde 4 kilo bir tavuk haline gelmesi. Gerçi mesele bu tip şeylerden ibaret değil. Sığırların, koyunların, keçilerin hastalıklara direnç özellikleri de söz konusudur. Birçok insan doğru bulmuyor, kabul etmiyor. Ama hayvancılık bir yana, aslında tarım alanında GDO meselesi oldukça cazip. Yani düşünün, her tarım ürünü dört dörtlük işlevsel olsa, zahmetsiz olsa, sorunsuz olsa.. Çekirdeksiz narlar, acısız greyfurtlar, 1-2 metre boylarında ceviz ağaçları, tanesi 1 kilo gelen büyük şeftali meyveleri, dalından koparıldığı gibi yenecek durumda hiç acı olmayan zeytinler, çikolata lezzetinde ve kıvamında meyveler.. Hayal gücünüz nereye varıyorsa.. Birçok şey GDO tekniği sayesinde mümkün.
Çikolata meyveler gibi fantazilerden daha önemlisi, bitkilerin kimyasal ilaç gerektirmeyecek kadar dirençli özelliklere sahip olmasıdır. Zaten en çok bu gibi konularda çalışılır. Ve de yüksek verim, uzun raf ömrü, sağlığa zararlı özelliklerin giderilmesi vesaire.
100 yıl önce kızartmalık yağ kullanımı revaçta olan kolza yağının sağlığa feci zararları ortaya çıktı. Sonra yasakladılar. Kanada’da bilim insanları kolza bitkisinin genlerinde değişiklik yaparak kolza bitkisinin kanola adlı çeşidini geliştirdiler. Şimdi kanola yağının insan sağlığına zararı yok. Bu sefer bazı çevreler GDO kapsamında olduğundan dolayı kanola bitkisine ve yağına itiraz ediyorlar. Günümüzün papaya bitkileri de GDO’lu kapsamındadır.
Türkiye’de yasak mı?
GDO’lu ürün yetiştiriciliği ve gıda maddesi olarak satışları tamamıyla yasak diyorlar fakat hiç de öyle değil. Mesela kanola tarımı, yağ üretim ve yağının gıda maddesi olarak satışları tamamıyla serbest. Sonra, papaya yetiştiriciliği, meyvelerinin satışları yine serbest. Kim bilir daha neler var, araştırsak birçok şey mutlaka çıkacaktır. Dahası, birçok ithal gıda maddeleri, en azından bunların içeriklerindeki maddelerden bazıları GDO’ludur, burası da kesin.
GDO çalışmaları zamanla netlik kazanır
Zamana ihtiyaç var. Şu an için iyi niyetli şüphelerden ve tedbirlerden daha fazla kötü niyetle çıkarılan spekülasyonlar var. Hepsi birbiriyle karışık. İyinin, kötünün, doğrunun, yanlışın ayırt edilmesi, her şeyin netlik kazanması en az 70 yıl gibi bir zaman ister daha.