Sesli harfler
Sesli harflerden a, e, i, o, u eğer tek başına iseler aynen Türkçedeki gibi okuruz. Y harfi Latincede sesli harftir ve Ü olarak okumamız gerekir.
i diğer bir sesli harften önce ise ve kelimenin başında ise y sesidir: mesela bir kelimenin başında olan iu hecesini yu okuruz.
Bitişik harfler:
Aşağıda soldakiler Latince yazı dilindeki görünüm, sağdaki renkliler seslendirme..
ae – ay
au – au
ei – e (ince, tiz E)
eu – ö
oe – oy
ui – ui (uy gibi)
Sessiz harfler
M, K, D gibi aşağıda görmediğiniz harfleri ele almadım. Çünkü teleffuzları Türkçedeki gibi aynıdır.
Tek başlarına iseler:
c daima k okunur.
g daima g..
h daima teleffuz edilir (bildiğimiz h gibi).
q – k
x – ks
Bitişik iseler:
ch – k
ph – p (bazen f)
th – t
Örnekler
Ficus carica – Fikus karika
Dracaena marginata – Drakayna marginata
Kalanchoe blossfeldiana – Kalankoy blosfeldiana
Açıklamalar
1- Türkiye’de Arap harflerinden Latin harflerine geçtiğimiz zaman Türkçe yazı dilinde Latin harflerinin telaffuzlarını büyük ölçüde esas aldılar. Bu bize biraz kolaylık sağlıyor. Onun için kesin farklılıkları ele aldım. Zaten her inceliği ele almam mümkün değil.
2- Bilimsel adları okurken İngilizcenin etkisinde kalarak hataya düşmemeliyiz (c, g, ch, ph gibi).
3- Latince kelimelerinin bir de çağımız Latince konuşanlarına ait farklı telaffuzları var. Ve bu yeni biçimleri bazı kaynaklarda esas gibi kabul ettikleri oluyor. Örneğin ph’nin f, ch’nin bazı durumlarda ç olması, sc’nin bazı durumlarda ş olması, th’nin Arapçadaki peltek se biçiminde olması gibi. Halbuki Latince ölü bir dildir. Günümüzde kendilerini zorlayarak konuşanlar olsa bile hiç kimsenin ana dili değildir. Ve bunun yanı sıra Latincenin yaşayan bir dil olduğu devirlerde değil son çağlarda canlı türlerine bilimsel ad olarak seçilen kelimeler çok. Bunlar eğer Latinceden değil başka dillerden (genelde Yunancadan) ise yine Latince kurallarına göre yazarlar. Fakat orijinal-yerel telaffuzunun devam ettirilmesi (gerekmediği halde) tercih edilebiliyor. Bunlar kaçınılmaz problemler.
Sonuç: Ayrıntılara takılmayıp sadece yukarıdaki kuralları benimsememiz daha iyi olur. Her şeyi dört dörtlük öğrenmeye çalışsak ayrıntıların içinden çıkamayız. Zaten bilimsel adlar Latincenin yaşadığı devirlerde pek yoktu. Bilimsel adlandırmalar son iki yüz yılda hızla artarak bugünlere geldi. Şimdi bugün bile önceden Bilim kaynaklarında bilinmeyen bir canlı türü keşfedilse ona da bilimsel ad vermek için Latince veya Yunanca (nadiren diğer dillerden) kelimeler belirlenir ve Latince kurallarına göre yazılır.