Organik ne demek?
Buradaki konumuz itibarıyla anlamı aşağıda. Ama gerçek anlamı şudur: Bitki, havan gibi canlıların kendileri, ürünleri, ve çürümüş kalıntıları organik maddelerdir. Ekmek, meyveler, sebzeler, etler, linyit kömürü ve hayvan gübreleri organik maddelerdir. Varlığı canlılara dayanmayan maddeler ise organik değil inorganiktir. Mesela tuz, su, cam, demir, bakır vesaire..
Organik tarım
Havayı ve suyu kirleten fabrika vb. tesislerden ve trafiği sürekli olan kara yollarından bir hayli uzak, tertemiz, yüzde yüz doğal bir çevrede, yüzde yüz doğal yollardan oluşmuş olan ürünlere organik derler. Mesela organik domates, organik yumurta gibi.
Organik tarım, Sürdürülebilir tarım
Organik tarım çalışmaları temiz doğal çevreden ve temiz doğal gübrelerden ibaret değil. Zirai mücadele yollarının da organik olması gerekiyor. Bitki zararlısı parazit böcekler için o paarazitleri yiyen etçil böcekler kullanmak şart. Bazen aynı parazit böcek türünün farklı türünden böcekleri özel olarak üretip araziye salarlar. Ve iki türün çiftleşmesinden olan yeni nesillerin hibrit ve dolayısıyla kısır olmaları yoluyla o zararlı türün nesilden nesile çoğalmamasını sağlarlar. Toprak içindeki köklere musallat olan zararlılar için onları hasta edecek bakteriler ve onların vücutlarını girip ölmelerine yol açan bazı parazit canlılar kullanırlar. Daha birçok yolu var.
Toprağın doğal yollarla düzenlenmesi
Toprağı iyileştirmek için fazla yoğun kök sistemi ve fazla yaprak geliştiren kısa ömürlü bitkiler kullanırlar. Bunlar orada gelişip öldükçe yıldan yıla hem toprağın karbon oranı (dolayısıyla humusluluğu ve verimliliği) artar, hem toprağın taşlaşması veya rüzgar erozyonu durur.
Toprağın üst yüzey besleyiciliğinin kendiliğinden artması
Bunun için kökleri derinlere giden bitkiler kullanılır (bakınız: ⇒ etken stokçu). O bitkiler derinliklerdeki elementleri alıp bünyelerinde toplarlar. Çürüdüklerinde bünyelerindeki elementler toprağın üst yüzeyinde kalır ve böylece daha sonra oraya ekilecek kısa köklü sebzeler ihtiyaç duydukları elementlerden yana sıkıntı çekmezler.
Şimdiki durum
Organik tarım ve sürdürülebilir tarım şu zamanda ne yapılırsa yapılsın henüz çok geride. İlerlemesi için ayrıca eski zamanlarda kullanılan bitkilere ihtiyaç var (⇒ heirloom). Meselâ organik yetiştiricilikte yeni hibrit domatesleri kullanmaları ironik. Çok saçma. Fakat üreticiler bir bakıma buna mecbur. Çünkü eski tip muhteşem lezzetli domateslerin uzak yerlere sapasağlam nakliyesi mümkün değil. Bunun için teknolojinin ve nakliye sistemlerinin daha bir hayli gelişmesi gerekiyor.
Yerli bitki türlerini tercih etmek önemli bir prensip
Hangi coğrafyada organik tarım yapılacaksa çok eski zamanlardan beri orada yetiştirilen, oranın toprağında ve ikliminde başkalaşım geçirip uyum sağlamış olan bitkilere ve ayrıca zaten oranın tamamen yerli bitkilerine ihtiyaç var. Ayrıca bu topraklara özgü meyveler varken tutup da mango, avokado vesaire tropikal coğrafyaların ağaçlarını bizim topraklarımıza getirmek abes. Gerçi bu tip meyvelerden tam uyum sağlayanlar yetiştirilebilir (kivi ve avokado gibi). Tam uygun olmayanlarla zoraki çalışmalar yapılmamalıdır. İnsanlara vitaminli diye reklamlarının yapılması zaten aldatmaca. Sanki bizim kayısımızda, incirimizde, elmamızda, üzümümüzde, ceviz ve fındığımızda vitamin yok mu? Meyveden sayılmayan ama topraklarımıza özgü yüzlerce çalı ve ağaç türü var ki meyveleri hem lezzetli hem mucizevi derecede besleyicidir. Bunlarla uğraşmak ve kitlelere övgüyle tanıtmak daha akıllıca olur.
Bazı bilimsel çalışmalara göre, bir yörenin yerli halkı o yörenin yerli bitkilerinden en iyi şekilde faydalanabiliyor. Buna bir örnek verecek olursak Türkiye’de en sağlıklı yaşlı insanlar en çok Nazilli’de yaşıyor. Sebep bölgenin yerli ürünleri olan incir ve zeytin. Nesilden nesile binlerce veya yüzlerce yıldır o topraklarda yaşayan insanlar ve bitkiler o topraklara adapte olmuş ve en iyi gelişimleri de o topraklar vasıtasıyla oluyor. Nazilli’ye başka bir ülkenin zeytin ağaçları getirilse herhalde Nazilli’nin yerli insanlarına oranın yerli zeytini kadar şifalı besleyiciliği olmayacaktır.
Sulama suyu
Sulama sularının niteliği de ciddi önem taşıyor. Bir tarım bölgesinin dağlardan gelen kendi dereleri, göletleri varsa iyi. Yoksa yağmur sularının depolanması en iyi yol olur ama bunun başarılması çok zor. Barajlar ise başka bir eko-sistem problemine dönüşür. Artezyen kuyusu açmak ve onunla sulama yapmak toprakta tuzluluk ve kireçlilik yapar. Artezyen sularının özelliği böyledir. Tarımda iyi değil. Zaten artezyen kuyuları yüzünden yeraltı suları tükeniyor. Çevre gölleri kuruyor. Hatta arazilerde obruk denen devasa göçükler oluyor.
Yeni bir çare arayışı Xeriscaping su problemine karşı son yıllarda hızla gelişen bir bilim dalı haline gelmiştir.
* * *
Bu sayfa şimdilik bu kadar. İleride organik tarım ve sürdürülebilir tarım konusu burada tekrardan ele alınıp sayfa zenginleştirilebilir.
Avakado fidanı aldım 1.5 mt boyunda saksıda aşılı.
Hangi cephe uygundur acaba, 2 bina arası doğu tarafa bakıyor yarı gölgeli bir yer. Kuytuda dikin dediler. Kuytu derken tarif ettiğim yer sizce uygun mudur?
***
-9C dereceye kadar dayanır deniyor. -6C derece ve uzun süreli soğukta sadece yapraklarında hafif hasarlar olduğunu bizzat görmüşümdür. Güneşi seviyor. Aşırı şiddetli kavurucu yaz sıcaklarına tam uyumludur. Sizin için esas problem, yaz boyunca fazlaca su istemesidir.