Antiaging, yaşlanma karşıtı çözümler, daha doğrusu yaşlanma hızını düşürme hakkında gerçek, dosdoğru uygulamalar nelerdir? Burada listelediğim gereklilikler yüzde yüz kesin etkilidir. Üstelik gayet kolaydır. Sadece ciddi disiplin gerektiriyor.
Vücut sıvıları
Organlarımızda bulunan sıvıların dengelerinin korunması, gerektiği gibi yenilenmeleri herkesin bahsetmediği, ama antiaging konusunda başta gelen ihtiyaçlarımızdan biridir.
Elektrolitler: Organlarımızdaki sıvıların antiaging konusunda önemleri, içeriğinde bulunması gereken elektrolitlerdir (yani çeşitli elementler ve mineraller). Elektrolit kaybı bize çok şey kaybettirir.
Yapmamız gerekenler: Her zaman mevsime uygun meyve ve sebzelerden bolca yemeliyiz. Salata, en az iki öğünümüzde olmalıdır. Ve salatalarımızda maydanoz, karabiber, az miktar tuz eksik olmamalıdır. Daha birçok faydalı şey sayılabilir. Günde çeyrek litre doğal maden suyu önemlidir. Etli-kemikli çorbalar da öyle.
Yapmamamız gerekenler: Elektrolitler için takviye ilaçlar, özel gıdalar – içecekler.. Bu ticari mamüllerden uzak durun. Size tavsiyem yukarıdaki gibi yapmanızdır. Ekstradan bir şeyler yapmakla sağlığınızı bozarsınız.
Su içmek: İnsan gün içinde ara sıra su içme alışkanlığı kazanmalı. Ancak sürekli su içme takıntısına kapılmak, gereksiz yere su içip durmak elektrolit dengelerini bozar. Çünkü gereksiz yere ne kadar çok su içerseniz, o kadar fazla idrar ve ter ile bünye fazla suyu atmak isteyecek. Ve dışarı giden aşırı çoklukta sıvı, beraberinde potasyum başta olmak üzere bazı önemli maddeleri de bize kaybettirir. Çok tehlikeli sağlık sorunlarına yol açan, feci zararlı bir takıntıdır bu “gereksiz yere sürekli su içme takıntısı”.
Şeker hastalığı felakettir. Diyabet, süzülme-çözülme anlamına gelebilecek bir kelimedir. Yani fazlaca idrar atımı ile ilişkili bir hastalık. Bu yüzden, gizli şeker ve tip 2 diyabet gibi sorunları bile ileri derecede ciddiye alın ve kendinizi sıkıca doktor kontrolü altında tutun. Perhizi ve ilaçları harfiyyen uygulamalısınız.
İdrar sökücü – ödem giderici ilaçlar: Tıbbi ilaç veya bitkilerden yapılan terkipler, bunlardan uzak durun. Yani eğer ciddi bir sağlık sorunu nedeniyle doktor tavsiye etmediyse, asla bunlara yeltenmeyin. Bütün bünyenizi yıpratma, yaşlandırma etkisi var. Alzaymer ve demans gibi beyin problemlerine bile yol açıyor.
Çeşitli yiyeceklerle kür uygulama ve detoks: Hiçbir faydası yok, zararları çok (özellikle antiaging açısından, ters etki yaparlar). Siz bu sayfada anlattığım her şeyi uygularsanız detoks için bile fazlasıyla yeterli.
Düzenli gece uykusu
Yaşlanmayı geciktirmede en etkili gerekliliklerden biridir. Gece boyunca karanlık ve sessiz ortamda uzun-derin uyumak şart. Ancak bu sayede beynimiz yenileştirici, tedavi sağlayıcı hormonlarını düzenli salgılayabilir. Bu düzen birçok problemi bertaraf edecektir.
Büyük önemi: Yaşlanmayı yavaşlatma, geciktirme (antiaging) çalışmalarında gece uykusunun büyük önemi var. Şöyle ki, sağlığımızı dengeye sokan ve tamir edici, yenileştirici işlevler için gereken hormonların salgılanması birkaç saat uyumanın sonlarında gerçekleşebilmektedir. Bu yüzden, çabucak yaşlanmak istemiyorsanız uyku disiplininizi sağlamak zorundasınız.
Kaç saat uyku? Gece uykusu 1,5 saatlik devreler halinde devam eder. Net değil, ortalama 1,5 saat. Her birinin sonunda uyanırız fakat genelde o devre arası uyanmaları hatırlamayız. Kısaca, “derin gece uykusu” en az peş peşe 3 devir olmalıdır ( 4,5 saat eder). Ama daha da önemlisi, antiaging açısından en iyisi 4 devir olmasıdır. Yani 6 saat (en az). Eğer 5 devir uyuyacaksak, bazen bünyemizin ihtiyacı olur, o takdirde 7,5 saat. Yani yuvarlak hesap 8 saat diyebiliriz.
Zamanı: Akşam saat 21:30 itibarıyla (ama ne zaman uykunuz gelirse), uykunuz geldiği anda hemen gidip uyumalısınız. “Şimdi işim var beş on dakika sonra uyurum” diye düşünürseniz uykuya girme modunuz belki birkaç saat tekrar yerine gelmez. Onun için kedinizi alıştırın. Akşam saat 9’dan sonra ne zaman uykunuz gelirse o anda acilen yatağınıza çekilin, uyuyun. Ne zaman uykunuz gelirse: Saat onda, onbirde, en geç on ikide.. Acilen yatmalısınız.
Gece uyuyabilmeniz için şunları mutlaka yapın: Akşam saat 18:30’dan itibaren bir daha asla kahve içmeyin ve asla hiçbir tatlı yemeyin (tatlı meyveler dahil). Ve eğer çay bile sizin uykunuzu kaçırıyorsa, akşam 8’den itibaren çay bile içmeyin. Aslında çaydan ziyade çaya katılan şeker uykuyu kaçırır. Akşamları çaylarınızı şekersiz için.
Dengeli beslenme
İhtiyacımız olan vitaminler, proteinler, mineraller, bazıları eksik kalırsa bazıları işe yaramıyor. Dolayısıyla dengeli beslenmeyi kılı kırk yararcasına uygulamalıyız. Öğünlerde karbonhidrat- protein dengesi ve yeşillikler.. Gün içinde çok az bile olsa kuruyemişler (özellikle fındık, ceviz, kuru kayısı).. Her mevsimin kendi sebzeleri, meyveleri.. Eğer maddi imkanınız varsa sürekli bir diyetisyen doktorun rehberliğinde hareket edin. Amaç dengeli beslenmeyi ciddi disiplin altında sürdürmektir.
Antiaging maddeler içeren sebzeler, meyveler: Roka ve kara dut meşhurdur. Aslında en önemlisi “mevsime göre” hangi sebzeler, meyveler varsa onlardır. Antiaging konusunda hepsi işe yarar. Sera dışında, güneş ışınlarını direkt alarak ve hava akımlarından, gece-gündüz ısı farklarından doğal şartlarda etkilenmiş olarak yetişen mevsim meyveleri – sebzeleri. Hatta bazı uzman kişiler der ki, tarım ilacı kullanılmamış, yapraklarında tırtıl yenikleri olan sebzeler daha fazla şifalıdır. Çünkü bitki kendisine zarar veren düşmanlarına karşı savunma amacıyla birkaç farklı madde daha üretiyor ve daha fazla şifalı oluyor.
Toprağınızın mamülleri: Bize hem mevsim dışı hem tropikal sebzeler meyveler yaramaz. Kendi toprağımızın, kendi doğal iklim şartlarımızın sebzeleri meyveleri üstelik mevsimi mevsimine olacaksa şifa kaynaklarımızdır. Kendi ürünlerimizden mevsim dışı olarak ancak kuruyemişler ve kurutulmuş meyveler/sebzeler yine şifa kaynaklarımızdandır. Bunlardan başka, topraklarımıza ait olmasa bile topraklarımızda sera dışında sorunsuz yaşayıp meyve veren bitkiler. Örneğin avokado ve kivi Türkiye’de tamamıyla açıkta yetişerek meyve veriyor. “Yerli” avokadolar, kiviler bize yüksek faydası olacak gıdalardandır.
Hayvani gıdalardaki büyük tehlike: Özellikle tavuk ve dana eti. Bu hayvanlara kısa sürede bolca etlenmeleri için çeşitli kimyasallı ve antibiyotikli yemler yediriliyor. O kimyasallar, gıda uzmanları “biz asla hormon kullanmıyoruz” deseler de kesinlikle hormonlarla aynı etkiyi yapıyorlar. O etleri yedikçe o maddeler bizim bünyemize geçmekte. Sonuçta çeşitli hormonal hastalıklara, bazılarımız obeziteye yakalanıyoruz. Ayrıca, hayvanlar dirençsiz bir şekilde hızla etlenirken hastalıklara yenik düşüp ölmesinler diye yemlerine antibiyotik katılıyor. Bu ise bağırsak floramızı değiştirip çeşitli sağlık sorunlarına yol açıyor. Eski usul yetiştiricilikle üretilmiş tavuk ve dana etlerini bulmaya, tercih etmeye gayret edin.
Hamur işleri, şeker, alkol, sigara antiaging düşmanıdır
Evet, şeker, yani bildiğimiz, çaya, kahveye, kurabiyelere katılan rafine şeker insan bünyesinin asla, kesinlikle ihtiyacı olmadığı bir maddedir. Zararları çok büyük. Adeta ileri derece bir şeker hastası gibi şekerden ve şekerle yapılmış tatlı yiyeceklerden uzak durun. Başaramıyorsanız elinizden geldiğince azaltın. Ne kadar şeker, bünyede o kadar insülin salgılanması demektir. Ve insülinin fazlası organlarımızı yıpratır, yaşlandırır.
Hamur işleri, ekmek dahil: Tamamıyla bırakamayız ama çok büyük çapta azaltmalıyız. Yemeklerde ekmeği azaltmak veya daha iyisi bırakmak için en iyi yol, ekmek yerine çiğ sebze kullanmaktır. Farzedin ki bir elinizde çatal veya kaşık, bir elinizde ekmek var (ama ekmek yerine elinizde rahatça yenebilir türden bir çiğ sebze var – ekmek yerine onu yersiniz).
Glüten sağlığımızın baş düşmanlarındandır: Ekmeklerde, hamur işlerinde var. Dolayısıyla glutensiz ekmekler, glutensiz hamur işleri tercih etmek zorundayız. Glütenin zararlarından en kötüsü, vitamin emilimini engellemesi, bizi vitaminsiz bırakmasıdır. Bu da çabuk yıpranmamızı, çökmemizi, sağlıksız bir yaşlılık geçirmemizi getirir.
Alkol: Şekerden bile daha fazla yıpratıcı, organları yaşlandırıcı etkisi var. Kesinkez bırakın. Veya, yemekler eşiliğinde tadımlık gibi çok az miktar şarap, bunun hiçbir sakıncası yok (yani antiaging gayretinize zararı olmaz).
Kafein: Damar sistemlerine zararı oluyor. Kahve çok seviyorsanız kafeinsiz kahve için. Kafein içeren kola gibi içecekleri de mutlaka bırakın. Türk kahvesi, bizim törelerimize göre küçük fincanda ise ve günde en fazla iki defa olacaksa, bu olabilir.
D3 vitamini çok önemlidir
Son yapılan bilimsel araştırmalara göre D3 vitamini yaşlılığı geciktirmede çok büyük faydalara sahip. Gerçi, zaten insan sağlığı için temel maddelerdendir. Eksikliği çeşitli sorunlar getirir. Bu vitamin yağda eriyen bir vitamindir ve aşağıda saydığım yiyecekleri yağlı yemeniz tavsiye edilir. Yani önce yağda erimeli, sonra yemeliyiz.
D3 vitamini alabileceğimiz gıdalardan bazıları: Sığır ciğeri, çeşitli balıklar (hem deniz, tatlı su balıkları), peynir, süt, tereyağı ve yumurta sarısı. Ayrıca güneş ışınları sayesinde cildimizde bu vitamin oluşuyor. (Ayrıntılı bilgi: ⇒ Memorial)
Zihinsel aktiviteler genç tutar
Beyin sağlığımız antiaging kapsamında belki birinci sırada önem taşır. Fakat burada saydığım diğer her şey yerinde olmazsa zihinsel aktiviteler beyin sağlığımızı tek başına payidar etmez. Unutmayın ki sağlam kafa sağlam bedende olur.
Zihinsel aktiviteler ayrıca alzaymer ve demans problemlerinin hiç başlamaması için de hayati önem taşır. En basiti bulmaca çözmek, kitap okumak. Fakat maalesef bunlar şehir efsanesi. Yani hiç güvenmeyin. Beyin bir şeyi devamlı yapınca, daha doğrusu artık hiçbir dikkat sarfetmeden yapıyorsa o çalışmalar artık beyne fayda sağlamaz. Fayda sağlamadığını nereden anlarız? Artık bize zihinsel yönden hiçbir zorluğu yoksa, dikkatimizi zorlamıyorsa anlayın ki faydası da yok. Ölçünüz bu olsun.
Peki ne yapmak lazım? Farklı farklı uğraşılardan hobiler edinmeliyiz. Günü gününe uğraşmak önemlidir. Mesela bir yabancı dil öğrenmek. Amacınız o dili öğrenmek değil, o dili öğrenme çalışmalarını ciddiyetle yapmaya çalışmak olsun. Eğer yazarak ve sesli okuyarak çalışırsanız bunun beyne faydası çok büyük. Başka: çeşitli zor nakış örme işleri, resim çizme çalışmaları vesaire. En önemlisi şu: Bir çalışmada hem elinizin hem zihinsel dikkatinizin birlikte çalışması. Bu saydığım çalışmalar da bu kapsamda. Mesela tığ ile karmaşık renklerde ve şekillerde zor nakışlar işlemek, örmek. Nefesli müzik aletlerini çalmayı öğrenmeye çalışmak.. Yazarak yabancı dil çalışmak, bir şeye bakarak onun resmini aynen benzetmeye çalışarak çizmek, elbiselerin yırtıklarını söküklerini dikkatlice iğne iplik ile onarmaya çalışmak vesaire.
Yürüyüş disiplini antiaging için önemli
Günün erken saatlerinde, mutlaka kahvaltıyı yapmış olarak 30-40 dakika yürüyüş (en az 25 dakika). Ve daha sonraki her öğün yemeğin hemen ardından 15 dakika yürüyüş. Asla aksatmayın. Yürürken çevrenize dikkatinizi yoğunlaştırın. Çevrede ne gibi değişiklikler oluyor ilgilenin. Ara sıra durun birileriyle konuşun. Tanıdıklara güleryüzle selam verin. Gerçi esas amaç “spor yapma” anlamında yürüyüştür. Ama siz bu aktivitenizi zihninizi aktifleştirme yönünde de değerlendirmeye çalışın.
Sosyallik, sohbet, güleryüz, neşe
Sosyal medya gibi insan beyninin baş düşmanı saçmalıklardan uzak durup gerçek ortamlarda insanlarla sohbet etmek şart. Gerçek insani sohbetler hayati önem taşıyan ihtiyaçlarımızdan biridir. Asla mahrum kalmayın. “Her gün” en az bir kişiyle yüz yüze güleryüzle selamlaşın. Az da olsa bir şeyler konuşmak için kendinizi zorlayın. Güleryüzlü olmaya kendinizi zorlayın. Neşeli olmak için vesileler arayın. Yüksek moral, sevinç, sevgi aynen ilaç gibi, şifalı yiyecekler gibi bağışıklık sistemimizi güçlendirir. Bu, doğruluğu kesin bir gerçektir. Ve elbette antiaging için de büyük nimettir.
Duygusal disiplin antiaging kapsamında önemlidir
Günlük hayatımızda özellikle zihinsel olarak aktif, bilinçli ve yüksek moralli olmak zorundayız. Uyuşukluk, hülyalılık, depresyonvari haller, bomboş laubalilikler, sinirli-bedbin-ümitsiz siyasi konuşmalar, sosyal medyada vakit kaybetmek, televizyon dizilerine bağımlılık, öğle kuşağı tv programlarına düşkünlük, duygusal müziklere kapılmak.. Bakınız hiç şakası yok, bunlar başlı başına zehir hükmündedir. Aklınız varsa dikkatli olursunuz. Hayatınızı hiç etmeyin. Hele duygusal-hüzünlü müzikler ve yine duygusal-hüzünlü filmler/diziler. Bunlar büyük ölçüde duygulanım bozukluklarına yol açar. Depresyona ve hatta şizofreniye bile götürür insanı. Ne kadar az, o kadar iyi. Mesela iki ayda sadece bir defa olsa pek zararı yok. Tamamıyla uzak durmak en iyisi. Ne yapın edin, gerçek hayatın insanlarının arasında üretici, moral verici, neşeli, güçlü kişilikli bir insan olarak devam edin. Boş durmayın, yalnız kalmayın.
Meditasyon
Günde 10 dakikacık, kesintisiz her gün yapmanın insanın hayatını mucizevari iyi yönde değiştiren çok güçlü etkisi var. Bambaşka güzel faydaları var. “Hiçbir şey düşünmemeye odaklanmak”. Her gün mesela sabah erkenden, belirli aynı vakitte her gün.. Önce en rahat şekilde bağdaş kurarak oturacaksınız. Kendinize göre en rahat nasıl pozisyon alabilirseniz o şekilde ama hareketsiz oturun. Gözler kapalı. Önce, nefes alıp vermenize odaklanın. Hiçbir şey düşünmeden 15 nefes. Bu bitince artık hiçbir şey düşünmeyin. 10 dakika sabredin (veya en az 5 dakika). Her gün yapmak üzere başlarsanız, henüz 3. veya 4. günde olağanüstü faydalarını görmeye başlayacaksınız. Adeta hayatınız ışıklanacak. Hayatınızda yapmanız gerekenleri büyük bir başarıyla yapıyor hale geleceksiniz. Abartmıyorum. Deneyin, faydasını görün. Bu sayede antiaging uğruna her ne yapmanız gerekiyorsa, nasıl eksiksiz başarıyla devam ettiğinize hayret edersiniz.
Namaz meditasyondan daha iyi midir? İkisi birbirleriyle kıyaslanamaz. Ayrı, bambaşka şeyler. Mesela namaz hiçbir şey düşünmemek değildir. Tam tersine, namaz baştan sona derinden, yüksek farkındalıkla, yüksek şuur ile düşünmelerle devam etmelidir. İçinde dualar, Kuran ayetleri, zikirler, tesbihler, salavatlar var. Söylediğin her kelimenin manasını bilmek, dua ve ayet cümlelerinin anlamlarını derinden farkındalıkla düşünmek zorundasın. Aksi takdirde o namaz namaz değildir. Dosdoğru kılınan bir namazın meditasyon ile bir alakası yok. Meditasyonu namaza değil ama tarikatlerdeki rabıta dersine benzetebiliriz. Aradaki fark, rabıta dersinde kişi sadece, salt olarak şeyhini hayal etmeye konsantre olur, başka hiçbir şey düşünmez. Bu durumda, düzenli rabıta dersi yapan birinin meditasyon yapmaya hiç ihtiyacı yok. Süreleri de aynı. En az beş dakika, en fazla 15 dakika yeterli. Faydaları da aynıdır.
Yoga, ve ayrıca yüz yogası
Bunun için yoga eğitmeni gerekiyor. Zorlu yoga çalışmalarını tek başınıza yapacaksanız hiç yapmayın. Belki herkesin sorunsuzca gerçekleştireceği kolay-basit bir yoga uygulaması öğrenebilirseniz o başka. Tavsiye ederim. Antiaging için asla göz ardı edilemez fayda sağlar. Bir de yüz yogası var: Yüz hatlarının yaşlanma etkilerinden korunması için inanılmaz derecede yüksek faydası olur.
Antiaging kapsamında diğer konular
Bunları da okumanızı tavsiye ederim. Sayfa linkleri:
1- Yaş ilerledikçe daha sağlıklı olmanın yolları
2- Cilt sağlığı problemlerine çareler ve E vitamini

Bir de inandığı ve inanmaya devam edebileceği, öğrenmeleri halinde mümkünse başkalarının da kendisini destekleyeceği “NEDEN” gerekiyor insana. Neden yaşlanmamak ve genç, dinamik kalmak istiyorum? Buradan elde edeceğim sonucu nasıl kullanıp değerlendireceğim? Başkaları için de kendim için istediğim bu şeyi (NEDEN’leriyle birlikte) isteyip onlarla da paylaşıp, onlara da öğretebilir miyim?
Ancak, bu sorulara vereceği sağlam cevaplar zemini üzerinde verdiğiniz bilgileri hedefinden şaşmadan uygulayabilir ve uygulamaya devam edebilir insan bence.
Teşekkürler paylaşımınız için.
Yazınızı çok beğendim. aslında bildiğimiz şeylerin bir araya toplanmis hali gibi olmuş. Özellikle gülmek, olumlu düşünmek inanılmaz insana iyi hissettiriyor. Sağlıklı beslenmek = sağlıklı vücut, ruh galiba…